Genel

Cezayir’de yeni bir dönem her an başlayabilir

İbrahim Tığlı/Yeni Şafak

Geçtiğimiz hafta Cezayir, tarihi günlerinden birini yaşadı. Bir milyondan fazla Cezayirli başkentte gösteri düzenleyip Cumhurbaşkanı Buteflika’nın görevini bırakmasını isteyerek seçimlerin vaktinde yapılmasını talep ettiler. Buteflika için daha vahim talep genelkurmay başkanlığından geldi. Yıllardır Buteflika’yı kollayan Genelkurmay Başkanı anayasanın 102. Maddesinin işletilmesi talebinde bulundu. Cezayir anayasasının 102. Maddesine göre cumhurbaşkanı görevini ifa edemeyecek duruma geldiğinde yetkisi elinden alınarak 45 günlüğüne meclis başkanına verilmesini emrediyor. Eğer bu süre içinde seçim yapılamazsa 45 günlük süre uzatılabilmekte.

Cezayir’den gelen son haberlere göre Buteflika devlet başkanlığından istifa etmeye hazırlanıyor ve meclis başkanı anayasanın 102. maddesine göre Cumhurbaşkanlığını üstlenecek. Artık Cezayir’de yeni bir dönemin başlayacağından kimsenin şüphesi yok. Başta ordu ve yıllardır ülkeyi yöneten iktidar Buteflika’yı feda ediyor. Bu durum Buteflika’ya karşı halkın desteğiyle örtülü bir darbe yapıldığının göstergesi. Bu zemini hazırlayan nedenlerin başında Buteflika’nın beşinci defa aday olma ısrarının olduğu söylenebilir.

Başkent Cezayir’de mezhebî, etnik ve siyasî farklıklara rağmen bir milyondan fazla insanın toplanmasının özel bir anlamı var. Fransa’ya karşı bağımsızlık savaşı kazanıldıktan sonra halk ilk defa birleşerek barışçıl bir gösteri düzenliyor. Buteflika’nın Cezayir ekonomisini iyileştirmesinin, iç savaşı sona erdirerek ülkeyi Kuzey Afrika’nın en istikrarlı ülkesi haline getirmesinin bir anlamı yok artık. Halk değişim isteyerek, Buteflika’nın vaktinin sona erdiğini daha demokratik bir yönetime geçişin gerçekleşmesini talep ediyor.

Fakat asıl soru şu, Cezayir’i yıllardır yöneten parti ve ordu da halk gibi mi düşünüyor? Bir diğer ifadeyle onlar rejimin devam etmesini, değişikliğin sadece Buteflika ile sınırlı olmasını mı istiyor?

Cezayir’in milliyetçi sol ideolojisini benimsemiş parti yönetimi ile ordunun halkın tercihlerini ön planda tuttuğu noktasında fazla iyimser olmamak lazım. Cezayir’de parti yönetimi diğer Kuzey Afrika ülkelerinden daha güçlü. Diğer Kuzey Afrika ülkelerinde liderle birlikte yönetimde önemli değişiklikler olabilir ama Cezayir’de bu olmaz.

Bazı Cezayirli aktivistler 102. Maddenin uygulanmasını da yeterli görmüyor. Çünkü 102. madde rejimi değiştirmiyor sadece devlet başkanını değiştiriyor, oysa 7. madde yönetimin parti iktidarından halk iktidarına geçmesinin önünü açıyor. 7. madde yönetimin kaynağı olarak halkı görüyor ve halk egemenliği önünde parti, ordu engelinin kalkması için bir fırsat sunuyor. Eylemciler, 7. maddenin uygulanmasını ve değişiklikleri de halkın denetlemesini istiyorlar.

Eğer 7. madde uygulanırsa Cezayir yeni bir rejime, yönetime dolayısıyla ikinci cumhuriyet dönemine girmiş olur. Fakat şimdilik tam anlamıyla bir halk iktidarının gerçekleşmesi zor görünmekte.

Cezayir’in önünde bir Zimbabwe örneği var. Zimbabwe’nin eski devlet başkanı Robert Mugabe yaşının ilerlemesi, başta eşi olmak üzere yakın çevresinin yönetime karışması nedeniyle ordu-parti desteğiyle bir darbe yapılarak görevden uzaklaştırıldı. Hâlbuki Zimbabwe halkının talebi demokratik bir yönetim, ekonominin düzeltilmesi, işsizliğin önlenmesi, halk ile devlet arasındaki uçurumun giderilmesiydi.

Robert Mugabe sadece Zimbabwe halkının değil tüm Afrikalıların değer verdiği bir isimdi. Beyaz azınlığa karşı mücadele, Zimbabwe’nin bağımsızlığı, Zimbabwe halkın ortak bir ulus bilincine sahip olması onun liderliği ile gerçekleşmişti.

Fakat halk artık özgürlük, demokrasi, şeffaf yönetim ve ekonominin iyileştirilmesini istiyordu. Ordu ve iktidardaki ZANU-PF yönetimi bunu gördü ve ordu ile Mugabe’nin yardımcısı timsah lakaplı Emerson Mugabe’ye siyasi darbeyi yaparak iktidardan uzaklaştırdı.

Buteflika’nın ağır bir felç geçirerek görevini yapamaz duruma gelmesi ile Mugabe’nin yaşlılığından dolayı yönetimdeki yetisinin kaybedilmesi arasında bir benzerlik olduğu gibi ordunun halkın taleplerini dikkate alması açısından da bir benzerlik var.

Tıpkı Mugabe’de olduğu gibi Buteflika da benzer bir kaderi paylaşacak ve yönetimden uzaklaştırılacak. Yalnız Buteflika’nın görevini bırakması ile yeni bir dönem başlayacak mı? Başlayacağı kesin olmakla birlikte sokaklarda protesto gösterileri düzenleyen halkın istediği gibi mi olacak, bu şüpheli.

Cezayir’in önünde iki yol var; ilki ordu ve partinin el ele verip halkın bazı taleplerini de dikkate alarak mevcut rejimi yumuşatması. Bu seçeneğe uyulabilme ihtimali yüksek görünüyor. İkinci yol ise başkentte toplanan bir milyondan fazla göstericinin isteklerine cevap vererek, anayasanın 7. maddesinin uygulanabilmesini sağlamak. Halk meşruiyetini öne çıkararak, partilerden, sendikalardan, sivil toplum kuruluşlardan, aktivistlerin temsil edildiği bir diyalog zemini oluşturarak serbest ve özgür seçimlere kadar bir halk konseyi kurmak. Bu seçeneğin gerçekleşme olasılığı zayıf olmakla birlikte bir umut da var.

Buteflika’nın istifasıyla yeni bir dönemin başlayacağı görülüyor. Fakat bu dönem ordu ve yıllardır ülkeyi yöneten partinin istediği gibi mi olacak yoksa halk mı karar verecek, yakında göreceğiz.

Daha Fazla

İktibas Çizgisi

İktibas Çizgisi Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı