GenelYazarlardanYazılar

İki Tercihli Yol Değil “Ya Allah’ın” “Ya Ata’ların” Yolu

Zihin haritamızın kimlerce nasıl çizildiğini bilmek istemeden yaşamanın getirisi, ne acı ki, çok pahalıya mal olacak. Bu gün değilse yarın hesabımızın kesildiği gün geldiğinde.

Bu cümleden hareketle, Ata’lar dini ile ilgili bazı tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kimler “Ata, kategorisinde  mülahaza edilirler.

Benim/bizim Ata’mız kim. Veya toplumun üzerinde ittifak ettiği, savunup sevdiği Ata’sı.

Üzerinde ittifak edilenlerin bariz şekilde bilindiği birer vakıadır.

Soy, boy, ırk asabiyetinden gelen atalarımız var ki, bunlar ceddim dediklerimiz, anamız babamız, dedemizdir.

Bizim üzerinde durmaya çalışacağımız Ata’mız, Atalar bunlar değil.

ATA bunlar değilse, Atalarımızın yolunun yol olmadığını söyleyen anlatan ayetlerdeki Ata’lar kimler?

Vahiy dinlerinin bakiyeleri olarak yaşayan toplumlar da;

“Kendince, kendilerince hayata ahlaki, siyasi hukuki düzen, verip dini güncellemiş, yaşadıkları ortama uyarlamış, bazı düzenleme zamlar, ek /yama hatta ıskonto yaparak ve dünya hakkında yaşarken ilmi ve fikri eser bırakanlar, toplumları terbiye eden yasalar üreten, edep öğreten, yol gösteren, devlet adamları, âlim (genel), fakih (hukukçu) ve edebiyatçı, sanatçı kimlikleri ile liderleşmiş şahsiyetler ve kişilere ata denir.

Kısaca toplumları sevk ve idare etmiş kimliklerini ellerine vermiş siyası, dini, askeri deha sayılabilecek kişilere ATA denilmektedir.

Bir bakıma ekolleşmiş, sosyal siyasal hukuki alanlarda liderleşmiş kimliklerdir Ata’lar.

Atalar kültünün ilk oluşumlarında en etkili alan dindir. Tüm atalara baktığımızda dini bir kimliğin var olduğunu görürüz.  Geçmişte laik akidenin olmadı, en azından kuramsal olarak yokluğundan dolayı sosyal hayatın şekillenmesine “ Din. Denilmekteydi.

İlk örneğimiz Musa’nın Başının belası Samiri olsun. Samiri kendince misyonu, vizyonu olan bir âlimdir. İlim ehlidir, toplumun tanıyıp bildiği, sevdiği güvendiği biridir. Onda göze batan şey ise mahir biridir.

“Bana nefsim sevimli gösterdi mazereti ile meşhur! Altından böğüren buzağı yapıp, işte sizin gerçek ilahınız budur diye takdim ettiğinde, Harun’dan başka herkesin yeniden şirk putçuluğuna döndüğü bir gerçek olarak anlatılmaktadır mübarek kitabımızda.

Resul Muhammed (as)ın 3. Göbek dedesi olarak bildiğimiz, Abdümenaf  b. KUSAY. Mekke yöneticiliği de (Dârünnedve idaresi) dahil olmak üzere Kâbe muhafızlığı (sidâne veya hicâbe), hacılara su temini (sikāye), hacıları ağırlama (rifâde), sancaktarlık (livâ) ve başkumandanlık (kıyâde) görevlerin yanında iyi bir toplum mühendisi olarak bilinir. Yani bu kişi de Ata’lar cümlesi içinde müteala edilebilir.

Mekkeliler onun (Atalarının ) izinden sapmamak için olanca dirençleri ile Vahye karşı gelmişlerdir.

Daha sonraki zaman sürecinde, İslam devletini saltanata çevirip yeni yorumlarla Hilafetten saltanata geçmesi ile meşhur olmuş olan Muaviye bin Ebu Sufyan . Onunla birlikte çeşitli sorgulanamaz kalıplarla baskıcı bir atalar dini yaşanmaya başlamış olduğundan halk baskılarla  özgür düşünemez hale gelmiştir.?

Bu kadar insan yanılıyor olabilir mi mantığına bağlı olarak doğruların tespit edildiği baskın kültür. Kendilerinden önceki asırlarda yaşamış, kahramanlaşmış olanların Vahiyle test edilmeden kabullenmesi ile oluşanlar.

Bunlara bağlı olarak devam eden kültürlerin Kült nesne haline gelerek, övünç, tapınç, dogma olarak yerleştiği bilgilerin toplamından oluşan Ata’lar Kültü. Birer beşer dini olarak devam etmektedir.

İki ana akımın Ata’lar dininde etken olduğu söz konusu dilebilir.
1.Siyasi erke bağlı (lider) atalar.

Güncelliğine dair elimize veri olan en baskın Ata,lar dininden Söz edecek olursak,,.

Adı sanı o kadar gerçekçi ve meşhur ATA. Atatürk. Hem Ata. Hem de Türk atası. Namı değer Atamızın neler yaptığını bir bir anlatmaya gerek duymuyorum. Biraz Vahiyle müşerref olmuş olanların bunu bilmemesi anlamsızdır. Hatta en büyük eksikliktir, zaaftır. Ata,lar dininin ne olup olmadığı konusundaki cehaletleridir.

Son dönem Ata,sı;

Bu milletin Atası. Siyasi atalar kültü. M. Kemal Atatürk, Ata’sı,dır.

O da kendi Atalarını (batı kültür ve medeniyeti) Taklit etmiştir. Yenilik yapmış değil. Kıblesini batıya çevirip orada ne varsa ne görmüşse ne tavsiye edilmişse bir bir alıp bu topluma uyarlamış en büyük Ala,lar dini’nin oluşumuna ciddi etkiler yapmıştır.

İşin garip tarafı, Dini siyasi merkezli Atalar dinine muhalif olanların, son siyasi atalar dinine sessiz kalışıdır.
Sanki M. Kemal, hâşâ, Allah’ın elçisi gibi (!) Ona itiraz edemeyen, etmeyen, akıllarından bile geçiremeyen Kurancıların kulakları çınlasın. Hakikati bir gün görebilmeleri dileğimizi iletmekten kıvanırız.

2. Din önderleri (İlim ehli) diye bilinen sayılanlar.

Biz buna telaffuzu kolay olsun diye “ Siyasi Yönetici atalar ve dini, ilmi irfanı hayatı şekillendirenler (din adamları) diyerek devam edelim. Siyasi yönetsel yoldan gelenlerin tümü sayılabilir.

Ana damar ise Din soslu hareketlerdir.

Ata kültünün oluşumunda en etken sahalar burasıdır. Halklar oldum olası dinlerin içinin boşaltılarak kullanılması en etkili kolay yollardan biri olmuştur. Tarihi süreç bunların örnekleri ile doludur. Toplum üzerinde dinin ve onun adamlarının etkinliği tartışılamayacak kadar baskındır. Bu gün laik kültürce dinlerin tümü dört duvar arasına mahkûm edilmiş olsa da, halen etkisini devam ettirmektedir.

Din etkili “Din Ata’ları bunda başat rolü üstlenmişler. Halen devam eden kültür İslam’ının en faal aktif aktörleridirler. Bunlardan birkaç örnek verecek olursak. Muhiddin Arabi. Mevlana ve hatta Laik, ırkçı, ulusalcı Kemalist düşünüp milleti ona davet edenlerin her birini dâhil edebiliriz.

Kaynağı vahiy olmayan, Alternatif dinlerin tümü bu bağlamda ele alınmalıdır. Güncel lisanla “uydurulan, İslam’ı sos olarak alıp ona nüfuz eden, insanların delalete sürüklenmesine sebep olan Vahiy İslam’ının dışında kalanlar. Bunları test etmek zor değil. Biraz gayret biraz çaba ile ortaya çıkartmak mümkün.

Kültür dinlerinin “ Ata’ları bu gün, Vahiy dinine alternatif din oluşturmakla meşhurdurlar. Bunlar zamanla birer mitolojik kahramanlar olarak toplumların hayatlarında etkilerini devam ettirmişlerdir. Mitolojinin nerede nasıl çıktığı tartışılsa da, Vahiy dinlerine muhalif olarak aynı coğrafyada türetildiğini düşünüyorum.

Çünkü din veya halkın kültüründe Tanrılar, kahramanlar, dünya, evren ve insanın yaratılışına dair tüm sözlü ve yazılı efsane birikimini, bu efsanelerin doğuşlarını, anlamlarını yorumlayıp inceleyen ve sınıflandıran çalışmaların Vahyin inzal olduğu coğrafyalarda olma ihtimali daha ağır basıyor.

Tabidir ki, vahiy’den kopuşta en etkili amillerden olan İnsan (ilim ehli, samiri Misyonu’na sahiplenmek) gibi konuların detaylarından daha çok konuyu ana hatları ilkeleri ile siz okuyucunun ferasetine bırakmakta yarar umuyorum. Müminler muhakeme ve mukayese özelliklerini geliştirmeliler, buna bağlı olarak aralarındaki ortak noktaları tespit edebilmelilerdir.

Not.
Dikkat ederseniz ayet almadım. İlgilenenlerin ayetlere de bakması ile konuya derinlik kazandıracaktır.

İnşaAllah.

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Allah razı olsun. Ufuk açıcı, derin derin düşüncelere sevk edici güzel bir yazı olmuş. Özellikle bu bağlamda Atalar denilince geleneksel anlamda insanların zihninde belli bir kalıp oluşmuş görünüyor. Ama aslında Kur’an’da başka ayetlerde, asıl söz konusu edilenin bunlardan daha farklı olduğu ihsas ediliediliyor. Mesela Yusuf Aleyhisselam kendisi bizzat kendi dilinden atalarına tabi olduğunu ifade ediyor. Ama yine Kur’an bu Ataların doğru yolda olduğunu bize uzun uzun anlatmış olan Kur’an’dır.
    Halbuki diğer atalarına tabi olan ve kınananların söz konusu atalarının doğru yolda olup olmadıklarını bir düşünmeleri gerektiğini yine Kur’an söylüyor.
    Öyleyse Atalar ve Atalara tabi olmak kalıbı ile tek bir hakikat ifade edilmiş degildir. Bilakis birbirinin zıddı hak ve batıl iki ayrı konumdan bahsediyor. Şu halde burada dikkat edilmesi gereken Ataların doğru yolda olup olmadığı meselesidir. Onu da onların icraatlarının ve onlardan miras kalanların hakka uygun olup olmadığını arayıp araştırarak tespit edebiliriz… Selamlar saygılar muhabbetler…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir