Genel

Mengenenin pençeleri arasında

Mustafa Özcan/Fikriyat

Bazı gerekçelendirmelerle alakalı olarak ‘özrü kabahatinden büyük’ diye bir ifade kullanırlar. BAE ve Bahreyn gibi ülkelerin vaktin olgunlaştığına inanarak Şam’ın kucağına dönmelerinin izahları da bu kabilinden. Esat için değil Suriyelileri Türkiye ile İran pençesinden kurtarmak için geri dönmüşler. Burada doğru izah tarzı şu olmalıydı: Rejimin yanında Türkiye’ye karşı geri döndük! Kısaca hem rejimi sevdiklerinden hem de Türkiye nefretinden dolayı geri dönmüşler. Ali Bakir gibi kalemlerin de yazdıkları gibi esasında BAE rejiminin Esat’la ilk günden itibaren bir sorunu olmamıştır, aksine gizliden bir şekilde bu ülkenin kasadarlığını yapmışlardır. Esat’ın gizli kasası BAE rejimidir. Esat’ın hazinelerinin bekçisidir. Le Monde gazetesi de bunu teyit etmiştir. Türkiye’ye karşı düşmanlıklarını meşrulaştırmak için denkleme İran’ı da ilave ediyorlar, sokuyorlar. İran’ın ülkelerine ait üç adalarını işgal altında tuttuğunu söylüyorlar ama geri almak için hiçbir işlem ve eylem ortaya koymuyorlar. Sadece kart olarak ellerinde tutuyorlar. Hâlbuki Emirliklerin Resu’l Hayme Emirliği vaktiyle bu üç adadan en azından ikisini bağımsızlık günlerinin başında İran Şahı Pehlevi’ye satmış veya peşkeş çekmişti. Dolayasıyla bunu mücerret işgal olarak sayamayız. İran şirketleri İran’a yönelik ambargoyu en fazla bu ülke üzerinden deldiler. Kısaca ağzıyla, diliyle İran aleyhtarlığı yaparken eliyle ve fiiliyatta bu ülkenin çıkarlarına hizmet ediyor. Geçmişte İsrail gibi İran da kimi Arap rejimleri için kamuflaj malzemesi hizmeti, görevi görmüştür. Esat rejimiyle mesafeli duran tek ülke bildiğim kadarıyla Türkiye. Esat’ı konsolide etmek isteyen taraflar ise Rusya ile İran. Esat ve Şam rejimine dönerek BAE ve Bahreyn gibi ülkeler sonuçta bu amaca hizmet ediyorlar. İran’ın nüfuz alanında İran’la nasıl mücadele edecekler? Belki elçiliklerinin bulunduğu bölgeyi bile İran ve ona bağlı milisler koruyor olacak!

İran kökenli olduğu noktasında şüpheler bulunan Enver Gargash Esat rejimine geri dönüşlerini Suriye’yi İran ile Türkiye mengenesinin pençelerinden kurtarmak olduğunu ifade etmiştir. Kahpeliklerinden dolayı kınasak da en azından açık sözlülüklerinden dolayı da haklarını teslim etmeliyiz. Bu, Esat rejiminin de ötesine bakmamız gerektiğini gösterir. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde askeri varlık göstermesi yeni bir unsur ve ülkenin toprak bütünlüğünü korumaya matuf. İran ise bizzat, Hizbullah gibi vekilleriyle ve milis güçleriyle de dolaylı olarak yıllardan beri rejimin yanında duruyor. Madem İran’la mücadele edeceklerdi, 8 yıldan beri neyi beklediler, nerede idiler? BAE gibi geri dönen ülkeler kuşağı sayesinde Şebbiha ağaları Cemal Kaşıkçı yerine yılın adamı olarak Esat’ı teklif ediyorlar! Enver Gargash gibiler için bir tezat olduğunu düşünmüyorum. Cemal Kaşıkçı yerine onlar yılın adamı olarak Esat ile Muhammed Bin Selman’ı teklif edebilirler. Suriye üzerinden yeni Ahzap kuşatmasında Şam’a geri dönen ülkeler cahiliyet dönemi asabiyet ve gelenekleriyle bağlarını koparmamış Kureyşlileri ve müttefiklerini temsil ediyorlar. İsrail ise Beni Nadir, Beni Kureyza ve Beni Kaynuka ve Hayber Yahudilerini temsil ediyor. Dediğimizin ispatı şudur: ABD Başkanı Donald Trump’ı Suriye’den çekilmekten vazgeçirmek için İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun epey dil döküp ikna edemediği basına sızarken Enver Gergash’ın İsrail’deki mukabil ağırlığı Adalet Bakanı Ayelet Şaked’den ilginç bir açıklama geldi. Ordu Radyo’suna konuşan Şaked, Trump’ın kararının ‘İsrail için kötü’ olduğunu belirtti. Şaked, “ABD Başkanı İsrail’in büyük bir dostu” dese de şu vurguyu yaptı: “Bu adım, İsrail’e yardım etmezken, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı güçlendiriyor ki, kendisi bir Yahudi karşıtı. Dilerim Türkler karşısında Kürtler zafer kazanır!”

Demek ki Suriye’de mengenenin iki kanadı Suriye’de farklı tarafları temsil eden Türkiye ile İran değil aksine BAE ve onun temsil ettiği Körfez ülkeleriyle birlikte İsrail’dir. İsrail ile birlikte bu ülkeler Arap Baharının sonunu getirmişlerdir. Faysal Kasım’ın yazdığı gibi Şam rejimi karşıt devrim adına Arap Baharına son darbeyi indirmiş görünüyor. Mısır’da bunun mimarı Suudi Arabistan ile BAE ikilisi olmuştur, Yahudi asıllı yazar Dr. Mike Evans Mısır’ı İslamcılardan kurtardığı için Sisi’yi ödüllendirmek gerektiğini söylemiş hatta Nobel barış ödülü verilmesini istemiştir. Sedat’a İsrail’i tanıdığı için böyle bir ödül vermişlerdi. Sisi’ye de Mısır ve bölgeyi İslamcılardan kurtardığı için Nobel barış ödülü verebilirler. Şebbiha ağalarına göre yılın adamı ise Esat. Şebbiha çevreleri Esat’ın geçmişte Mübarek ve Körfez liderleri için kullandığı ‘adam müsveddeleri, bozuntuları’ tabirini hatırlatarak adam müsveddelerinin başları düşük ve eğik bir vaziyette Esat etrafında Şam’ı tavaf ettiklerini ve hac ettiklerini söylüyorlar! Arapların deyimiyle: Kendini değersizleştiren adam başkalarının nezdinde de değersiz olur. Ölü yaradan dolayı ağrı duymaz (men yehun yeshul aleyhu’l hevanu).

Sevsen Şair adlı al-Şark al-Avsat gazetesi yazarı Enver Gargash’a tercüman olarak şunları söylüyor: Trump’ın çekilme kararını Fırat’ın doğusuna müdahale için yeşil ışık kabul eden Türkiye’nin önünü kesmek gerekirdi. BAE bu amaçla bir atak geliştirmiş ve Şam’la diplomatik ilişkilerini eski seviyesine getirme kararı almıştır. Bu zihniyete göre Esat meşrudur. Rus, Batı ve İsrail nüfuzu ve müdahaleleri meşrudur. Türkler dokunmadıkça Araplıklarına halel gelmiyor! Bunun nedeni aşağılık kompleksidir. Onlara göre bölgede tek meşru ve makbul olmayan nüfuz, Türk nüfuzudur. Bu durum Kur’an’da ifadesini şöyle bulur:

İn hiye illa kismetün diza. Bu ancak kurt taksimatı, kanunudur!

Daha Fazla

İktibas Çizgisi

İktibas Çizgisi Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı