
Kur’an’ın tüm uyarılarına rağmen, Resulullah’ın tüm mücadelesi ve sakındırmalarına rağmen şirk maalesef Müslümanların arasında yaygın bir durumdadır. Bu facianın başlıca nedenleri şunlardır:
- İsrailiyyat ve Mesihiyyat.
- Müslümanların kendi ürettikleri hurafeler.
- Müslümanların geçmiş inanışlarından arta kalanlar.
- Uydurma asılsız hadis zannedilen rivayetler.
- Bilgisiz hatiplerin anlattığı kıssalar ve masallar.
- Müslüman olduğu sanılan kişilerin yazdığı kitaplar.
- Tarikat ve cemaatlerin kendi çıkarları için oluşturduğu hurafe hikayeler.
- Aile ve soydan gelen anlatımlar.
- Eski devirlerde yazılmış ve günümüze hitap etmeyen tefsirler, mezheb kitapları.
- Yeni üretilen dini hikâyeler ve anlatımlar.
- Tv programları, gazeteler, takvim yapraklarındaki kaynaksız bilgiler.
Kur’an’ın yerini yukarıdaki unsurların alması maalesef bizi şirk bataklığına çekmiştir. Yeryüzünün en fazla horlanan, maddî ve manevî kaynakları en fazla sömürülen, zulüm altında ezilip inleyen ve bir türlü tek vücut olamayan en kalabalık kitle, İslam dinine müntesip olanlar yani biz Müslümanlarız. Duygu düşünce dünyamızla öylesine oynanmış ki, kimi destekleyeceğimizi ve kime tavır alacağımızı şaşırmış durumdayız. Hurafeler, uydurma rivayetler, menkıbevi masallar, keramet hikâyeleri ve daha birçok akıl almaz iddia-inanış bizi her yönden kuşatmış durumda. Artık hiçbir varlık ortaya koyamayan “kuru kalabalık” haline gelmişiz. Çok sayıda olmayı keramet zannediyoruz. Bombalar altında can veren kardeşlerimizi sadece izliyoruz.
[1] Yaşar Nuri Öztürk, Kur’an’da Lanetlenen Soy, s: 186-202. Şirk tüm insanlığa olumsuz etkileri için bakınız: Nadim Macit, Kur’an ve Hadise Göre Şirk ve Müşrik Toplum, s: 312-330.
Önemli Not: Yukarıdaki yazı, yazarın şahsi görüşlerini içermekte olup, İktibas Çizgisi.com un yayın ve düşünce yapısını yansıtmıyor olabilir. İktibas Çizgisi olarak, kâr amacı gütmeyen yayın politikamız gereği okumaya değer bulduğumuz yazıları, takipçi kitlemizle buluşturmak için tam metin olarak yayınlıyoruz