GenelYazarlardanYazılar

Divan-ı- Harplik Suçun Affedilmesi! (Öyle bir inkılâp ki;)

Kazanılmış savaşın kaybedilmesine sebep olanlara karşı, ancak Allah gibi bir rabbin ve onun örnek elçisinden ortaya çıkabilirdi. Divanı harplik bir suça iştirak edenlerin suçlarının affedilmesi dünya tarihinde halen görülebilmiş bir olay da değildir.

Bitmedi, bu büyük suçu işleyenlerin yeniden topluma kazanılması için “onlarla istişare et ve onları affet emri ilahisi beşerin güdük aklı ile izahtan varestedir.

Konuyu kitabında zikreden Allah “İnananlara zafer vaadini yerine getiriyor. Peki, bu musibet neden oldu; akla gelen soruya yine kendisi cevap veriyor.

Düşmanı Allah’ın izni ile bozguna uğratmış olmalarını görmelerine rağmen sabır ve sebatta bulunmayanların sebebiyet verdiği facianın sonucunda Allah onlara elçisinin talimatlarına uymamaları ve ganimet sevdasına düşmelerinin sonucunda yardımını kestiğini anlatırken,iki şeyi de açıklıyor.” kiminiz dünyayı arzu ediyordu, ganimete koştu, kiminiz de ahireti istiyordu, yerinde kaldı, şehid düştü..Bununla beraber şurası muhakkak ki pişmanlığınız nedeniyle sizi affetti de. Allah Teâlâ bu müminlere böyle büyük bir lütuf ve ihsan sahibidir. Ve o affetme, sizin pişmanlık ve imanınız dolayısıyla bu ilâhî lütfun eseridir. Açıklamasını yapıyor.3/152 de.

Ve itiraz edilemeyecek şekilde savaşın analizini yapan Allah;

“Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Bu ayetler bize gösteriyor ki; Müminler her nerede olurlarsa olsunlar konu her ne olursa olsun, birlikte bu yola çıkan çıkmış olanların siperlerini terk etmemelerinin hayati öneme haiz bir mecburiyettir. Ardından gelen gereksiz tartışmaların da cevabı peşinden geliyor.
“Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah’a karşı, cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı bir zan besliyorlar ve “Bu işten bize ne?” diyorlardı. De ki: “Bütün iş Allah’ındır”. Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar ki: “Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik”.
“Onlara şöyle söyle: “Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gidecekti. Allah (bunu) göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah göğüslerin içinde olanı bilir.3/154

İslam hiç bir beşere zorlamayı kabullenmediği için, zor ve ikrahın sağlıksız toplum ve kişilikler üreteceğinden, bu hayati olayda dahi öncelenen ve güzellikler ürerine güzellik katan. Şerrimize gibi gözükse de hayırlarla sonuçlanan bu duruma Rabbimiz Allah
“İki toplumun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip gidenler var ya, şeytan onların kazandıkları bazı şeylerden dolayı ayaklarını kaydırmak istedi. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, halim(çok yumuşak)dir. 3/155

Bir facianın ardından gelen nasihatlerin benzerlerinin başka şekilleri  el’an günümüzde yaşanabilir. Bu bakımdan yeniden Alemlerin rabbinin ikazı eğitimi devam ediyor. Ve
“Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya savaşa çıkan kardeşleri için: “Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi.” diyenler gibi olmayın. Allah bunu, onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, diriltir ve öldürür. Allah yaptıklarınızı görmektedir.3/156

Ve yeniden müjdelenen bir toplum. Dünya ve ahiretin hangisinin daha öncelikli oluşuna dikkat çekiliyor.

“Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah’ın bağışlaması ve rahmeti, (sizin için) onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır.” Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.3/157-158

– Olan olmuş itaatsizlik divanı harp gibi bir makama arz edilmesi gerekirken, Affedilmiş. Bu olabilecek şey değil gibi. Akılla iz’anla vicdanla tarifi mümkün olmayan bir sonuç.” AFFET! Ve ” onlarla müşavere et.!

Bu ne ulvi bir çağrı. Ne kadar büyük bir af yolu.İnsan denen varlığa. Ancak ve ancak Allah’ın vereceği bir düzenleme..İnsanların ölümlerine ,kazanılan savaşın kaybedilmesine,nicelerinin eşsiz ve babasız kalmasına sebep olanları; ” Affet ve onlarla istişare et.

Dahası var. Kendi elçisinin taltif edilmesi.
“Onlara yumuşak davranmamış olsaydın dağılıp giderlerdi. Bunu kim yapabilir. Yapsa yapsa Allah’ın elçisi yapardı yaptı da. Devamında ” Onları bağışla, Bir komutan için ağır bir emir. Suçlunun bağışlanması. Hatta onlar için mağfiret dile.

– Ancak senin yapabileceğin yaptıracağın bir hukuk budur. Dünyanın akilleri bir araya gelse bunu ne düşünür, düşünse bile uygulamaları imkânsızdır.

İlahi terbiye ahlakının tezahürünü elçisinde ortaya çıkışını, Yüce Allah. “Sen (o zaman), sırf Allah’ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah’tan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah’a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.3/15

Ve, konuya nokta koymadan önce bir ayeti daha ilave etmek isterim. Hayatın tüm alanlarında Allah’ın razı edilmesi esası Kuranda defalarca anlatılırken, ya konunun başında ya da sonunda Allah kendisini zikreder. Der ki; benim dahil edilmediğim bir olaya sahaya ben yardım etmem. Bu ikaz müminler içindir.

“Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, artık ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah’a güvenip dayansınlar.3/160
Amenna. Vesselam.

Etiketler
Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı