GenelYazarlardanYazılar

Entegre Düşünme Denemesi

Daha çok mesleki bir terim olarak kullanılan entegre (bütünleşmiş) sözcüğü günümüzde halk diline inerek günlük konuşmalarda da kendine yer bulmaktadır. Dilimize Fransızcadan giren entegre kelimesi integration “bütünleme, birbirine ekleyerek bütün haline getirme” sözcüğünden uyarlanmıştır. Bu sözcük bütünleşme, uyum sağlama anlamına gelir.

Entegre kelimesi gerçek anlamından uzaklaşmadan soyut bir anlam da kazanmıştır. Şöyle ki, sanayide makinelerin bütünleştirilmesi, birbirine uyumlanması haline entegre etmek denildiği gibi, düşünce ve fikirlerin ortak noktada buluşmasına da entegre etmek adı verilmektedir. Entegre etmek ya da entegre olmak iki durumu ya da olguyu birbirine uyumlu hale getirmektir.

Topluma entegre olmak veya etmek, bu kelimenin en sık kullanıldığı cümlelerden biridir. Bu ifadenin anlamı, bütüne ait iki parça olmak, uyum sağlamak ve bütünleşmek; ortak kimlik, fikir ve değerleri paylaşmak şeklindedir.

Entegre tesis, bir ürünün üretimden itibaren tüm süreçlerinin kontrol edildiği tesislere denir. Üretim sürecinde birbirinden alakasız pek çok işlem olsa da bu işlemler tek bir çatı altında birbirine uyumlu hale getirildiği için entegre tesis adı verilir.

Entegre ile ilgili son paragrafı ele alarak konuya devam edelim. Ve herhangi bir ürünün entegrasyonu gibi, düşüncenin de entegre edilmesi gerektiğinin altını çizerek devam etmeye çalışalım.

Bir zincir halkalarının bir biri ile ilişkisi gibi, bütünleşmiş fikir veya düşüncenin bir biri ile ilişkisini değerlendirelim.

Örneğin; Vahyin inzalinde ilk hitap Oku, rabbinin adı ile oku. İnsanın yaratılışını oku! Kalemle yazmayı, nereden gelip nereye gideceğini, ne için yaşayacağını, akıl ve idrakin eşyanın tüm özelliklerini anlamaya çağrılışı, okunan ve yazılan kültürün evrelerinin tanınmasına yapılan çağrının ilk neslin zihin dünyalarında meydana getirdiği zincir halkalarının ilkten sona doğru, birbiriyle ilişkisini, yani entegre edilişini, buna bağlı olarak son inzal olan vahye,

“Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim. Maide 3. kadar olan tüm ayetlerin birbiriyle ilişkisi, birbirinden bağımsız olmayışı ve en önemlisi de parçalamayı kabul etmeyişi kayda değer bir konu olmaktadır.

Bir cimcik aklımız varsa! “” Akıllı olup VE okumalıyız !

“Oku” bir emirdir.Direktiftir….Ültimatom-dur.

Yaratıcının insana bahşettiği en önemli yetenek.

“Eşref “olma, okumakla gelişir güzelleşir.

Aksi halde. Takva yerini fısk ve fücura terk eder.

İlerleyen yıllarda bunamak istemiyorsanız OKUYUN.

Beyniniz faal olsun.

Okumayan bir toplumda geri kalmışlığın sebebi anlaşılamaz.

” Okusak ta okumamakta güneş doğuyor, ömür tükeniyor, kendi hesabımızı göreceğimiz gün yaklaşıyor…

Bilmeyi sevmeyen! Vahyi okumayı sevemez.

Bilgi hayatı kuşanmak ve kuşatmaktır.

Okumak; yaratıcı Allah ile iletişimi sürdürmektir.

Kulluk mazeret üretmeye manidir.

Amaçsız ilkesiz bir yaratılış, yaratana,

Amaç ve ilkelerimizi bilmemekte bize yakışmaz.

OKUMADAN (?)

Şuura eriştiğini zanneden bir kitle içinde yaşamak (!) vahyi, okuyarak şuura eren için zulüm gibidir.!!

Katlanıyoruz!

“OKU”

Denildiğinde ilk muhatap; Göz, zihin, gönül, kitap, tabiat olaylar, tarih(geçmiş ve gelecek).

VE

İnsanın kendisidir.

Düşünme duyma, yaşama okumadır.

Dünyanın en akıllısı bile; vahiy siz doğru yolu bulamaz.

Doğru bilgi vahiydir.

Vahiy; Allah’ın insan yaratılışına bina ettiği adalettir. O’ adildir .

Vahyi terk eden insan zalim.

Aklı olduğunu fark etmek;

Korunacaklar listesinde aklın birinci sırada olduğunun bilincidir.

Dinin, neslin, nefsin muhafazası akla bağlıdır.

Aklı olmayana kâinatı verseniz neye yarar. Bozuk akıl sahibi şuursuzca yaşayan bir mahlûk gibidir.

Okuma;

Okuyabilecek özelliklerimizin de olduğunu fark edebilmektir.

Ne güzel değil mi?

Düşünebilmek düşünebilmenin yolu,

Okumaktan geçiyor,

Okumayan düşünemiyor.

Düşünemeyen İnsan fıtri genetik özelliklerine zıt yaşıyor.

Vahyi hayata okumadan yaşayan insan,

Tüm bunlara rağmen;

Bana insanlıktan adaletten bahsetmesin.

Aklının olduğunun farkına varmak, İlk emir Oku ya uymaktır.

Akıl;

Düşünme muhakeme mukayese etme özelliklerini kaybettiğinde yok hükmündedir.

Düşünemeyen zihin, kâinat kitabı ve kendisi ile irtibatını kopartmıştır.

Okumak, düşünmek zihinsel bir eylemdir. Terk edildiğinde birey ve toplum iflas eder.

Akıl.

Vahye tabi olacak şekilde kodlanmıştır. Vahye uymayan akıldan “Adalet “çıkmaz.

Bilgi (vahiy ) olmadan adalet olamıyor.

Allah, yarattığı insanı hiç bir zaman bilgisiz bırakmamış.

Bu bakımdan salt insan! Olmakta yetmiyor.

Bana göre adalet ile başkasına göre adalet farklılık arz ediyor.

Akıl sağlığı okumakla muhafaza edilir.

Okumak yaratıcı ile diyalogdur.

Bir cimcikte olsa “aklımızı, fark edip, çoğaltmanın yoluna girmek, başka akıllardan da istifade ederek, ilahi mahkemeye hazırlanmanın olmaza olmazıdır.

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı