
Teknoloji çağında doğup büyüyen gençlerin din, hayat, ölüm, ahret, hesap hakkındaki sorularının cevaplarını, klasik dini kaynaklarda asla bulamayacaksınız. Bir lisede din derslerine giren öğretmen arkadaşıma bunu söylediğim zaman bana ‘Geçen hafta din dersinde lise öğrencilerine sevap, günah gibi temel ilmihal bilgilerini anlatırken bir öğrencim ‘Hocam YouTube’den para kazanmak caiz mi?’ diye sordu. O zaman anladım ki, bizim temek dini bilgilerimiz, ilmihal kitaplarımız öğrencilerimizin ve gençlerin kafalarındaki sorulara cevap vermiyor’ diye anlattı.
Gençler İlmihal kitaplarında veya ellerindeki cep telefonundan cevabını bulabildikleri soruları sormuyorlar. Teknoloji çağında doğup büyüyen gençlerin sorularından bazı örnekler vereyim size.
Klasik din eğitimimizi sorgulayıp geliştirmezsek, ‘namaz kılan köle’ olarak gelecek yüzyılı da geçirmek zorunda kalacağız. Klasik din eğitimimiz Kuran okumayı öğrenip, Peygamberimizin hayatına dair kronolojik bazı bilgileri ezberlemek üzerine kurulu bir sistemdir. ‘Osmanlı’nın dünyaya hükmetmesini sağlayan ideal din eğitimini biz veriyoruz’ propagandasıyla din eğitimi veren medreselerimiz, çağımızın ihtiyacı olan din eğitimini değil, gramer kurallarını ezberleterek, mahreç dersleriyle dil eğitimi veriyorlar sadece. Osmanlı döneminde kullanılan tıp bilgisiyle tedavi olmayı asla kabul etmeyenler, Osmanlı döneminde kullanılmış olan din eğitimi modelini sadece taklit ediyorlar. Dünün sorularıyla, bugünün soruları farklı olduğu halde, dünün cevaplarıyla bugünü kurtaracağını sanan zihniyet, geleceğimizi kurtarma sloganıyla geleceğimizi karartır.
İslamcı Gurular!
2018 yılının en çok okunan Yazarlarından birisi Yuval Noah Harari oldu. Kudüs İbrani Üniversitesi Tarih bölümünde Dünya Tarihi dersleri veren Harari’nin Sapiens, Homo Deus ve 21. Yüzyıl için 21 Ders adlı kitapları, hem Dünya’da hem Türkiye’de çok okundu ve ses getirdi. Yayınlanan son kitabı ‘21. Yüzyıl için 21 Ders’ adlı kitabında 21 madde işlemiş. Son başlık olarak ‘meditasyon’ konusunu, ‘çağın kurtuluş reçetesi’ olarak anlatmış. 21. Yüzyılın sıkıntılarından korunmak isteyenlerin meditasyona sığınmak zorunda olduğunu kişisel deneyimleriyle uzun uzun anlatmış. Kendisinin bir ateist ve eşcinsel olduğunu da söyleyen Harari, kurtuluşu Meditasyon ve Yoga’da bulmuş ve tavsiye etmiş.
Bu kitabı okumadan yıllar önce Sayın Mücahit Gültekin’in kaleme aldığı Psikolojik Tehlike kitabından notlar almıştım. Mücahit Gültekin özetle, Batı’nın ürettiği psikoloji verilerin kendileri dahil insanlığı mutlu etmediğini, bu gerçeği bildikleri için profesyonelce Uzakdoğu meditasyonu pazarlaması yaptıklarını anlatıyor. Hatta ‘Batı koskoca İslam coğrafyasını atlayıp, Uzakdoğu’nun meditasyonunu pazarlıyor. İnsanlık İslam’a koşmasın diye, İslam dininin öğretilerine yönelmesin diye çalışıyorlar’ diyordu.
Şayet Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, din eğitimi veren, topluma din anlatan hocalar kendilerini geliştirmez, gençlerin sorularına cevap aramazsalar, siz namaz kılarken yan odada evladınızın Meditasyon yaptığına şahit olacaksınız. Niye namaz kılmadığını sorduğunuzda ‘İkisi de aynı şey!’ diyecekler.
Benim öfkem tuzak kuranlara değil, onlar işlerini yapıyorlar. Tuzakların farkına varmayanlara Allah ‘basiret’ versin.


