Yazılar

Bütün Bu Nimetler Bizlere Niçin Verildi?

Böyle bir soruya verilecek tek bir cevap vardır o da Müslüman olmamız ve Müslümanca yaşamamız içindir. İslam’ın kendisine ait kavramları ne zaman İslam’ın temel kaynağı olan Kuran’ın yüklediği anlamlardan uzaklaştırılmış işte o zaman İslam’a ait ne kadar güzellikler var ise o andan itibaren yok olup gitmiştir.

Allah meramını maksadını bizlere Kuran ile bildirmiştir. Diğer bir ifade ile Allah Kuran’ı göndererek kuluna tenezzül etmiş ona değer vermiştir. Kurani Kavramları meramının ve maksadının dışına çıkarıp kullanırsanız işte o zaman herkesin tabiri caiz ise herkesin at oynattığı bir alan ortaya çıkarılmış olur. İslam’ın özellikle de son Peygamber HZ. Muhammed Mustafa (Salat ve Selam üzerine olsun) bütün hayatı en ince noktasına kadar dost ve düşman herkes tarafından bilinmektedir. Hatta hayatı bu kadar insan tarafından bilinen tek insan Allah’ın resulüdür. Hayatı Dünyada yaşayan insanlar üzerinde etkili olan ikinci bir şahıs daha bilinmemektedir.

Allah resulü ve onun arkadaşlarının Müslüman kelimesine yükledikleri anlam ne idi? Şimdi bizler nasıl bir anlam yüklüyoruz. Onlar Müslüman denilince:

Allah’ı tek Rab ve İlah edinen, onun dışındaki ilahlık iddiasında bulunan her türlü fikir, sistem ve ideolojileri inkâr eden, onların ne sağında – ne solunda, ne önünde – ne de arkasında yer almayan her hali ile Rab olarak kabul ettiği Allah’a teslim olan, onun emir ve yasakları konusunda ondan gereği gibi korkma bilincine sahip olan ilahını hakkı ile takdir eden, söz konusu İlahın emri ise asla tartışmayan, Müslüman kardeşi ile cebelleşmeyen, onu dinde kardeşi, olarak kabul edip kendisi için isteyip arzu ettiğini din kardeşi içinde isteyip arzu eden, kendi nefsini değil onun nefsini tercih eden, cinsinden, ırkından, rengi ve statüsünden dolayı onu hor görmeyen, kendine hükmedilen özelliklerinden dolayı kimseyi küçük görmeyip kendisinin hükmü altında cereyan edip kazandıkları kötü alışkanlıkları konusunda iyiliği emredip kötülükten sakındıran… kısacası kendisini Allah’a adayan, Allah için yaşayan, hiç kimsenin adamı değil, Allah’ın adamı olan  “Adam gibi bir adamı” anlamışlardır.

Evet böyle anlayan böyle yaşayan Müslümanlar için bakın Rabbimiz olan Allah ne buyuruyor:

“ Allah yarattıklarından size gölgeler yapmış, dağlarda sığınacağınız barınaklar var etmiş, sizi sıcaktan koruyacak elbiseler, harpte sizi koruyacak zırhlar vermiştir. Size olan nimetini siz Müslüman olasınız diye işte bu şekilde tamamlamaktadır.” (Nahl Suresi – 81. Ayet)

Bu ayetten anlaşılıyor ki Allah bizlerin suretlerine değil ona karşı yapmış olduğumuz kulluğumuza bakarak değer vermektedir. “Yalvarıp yakarmanız, kulluğunuz olmasa Allah size ne diye değer versin” (Furkan Suresi – 77. Ayet).

Evet yukarıdaki sayılan ve daha sayamayacağımız nimetlerin Rabbimiz tarafından bizlere verilmesinde ki tek amaç yukarıda açıklamış olduğumuz manada Müslüman olmaktır. Yoksa insanoğlu kendisine bu kadar nimet ve konfor verilecek kadar diğer canlılardan farklı bir varlık değildir. Bizi değerli kılan iman edip salih amel işlememizdir. Peki bugün Müslüman alemi Allah’ın Resulü ve onun yakın arkadaşlarının anlayıp yaşadığı manada bir İslam ve Müslüman anlayışına sahip midirler? Birazcık insaf ve izan sahibi herkes böyle bir soruya “hayır” diye cevap verecektir. Eğer öyle anlayıp öyle yaşasaydık Allah gerçek Müslüman ve müminler için biz onlara iktidar nasip eder yeryüzünde onları güzelce yerleştirirdik emri cereyan eder ve Müslüman âlemi bugün yaşamış olduğu zulüm ve baskıları yaşamazdı.

Günümüz Müslümanları her şeylerini kaybetmişlerdir. Sahip oldukları şeyler ise sadece onların dünyalıklarıdır. Haysiyet, onur, izzet ve şeref nerede bunları unutuverdik. İzzeti, şerefi, Allah-Onun resulü ve müminlerde aramamız gerekirken maalesef izzetsiz ve şerefsizlerin yanında arar olduk. Sırf Müslüman olduğumuz için Rabbimizin nimetler verebileceğini bile kabul etmeden verilen nimetlerin birilerinin himmeti, yüzü suyu hürmeti veya bizlerin gösterdiği özel bir gayret, bizde bulunan bir ilimden dolayı verildiğini kabul edip böyle yaşar olduk. Hepinizin bildiği gibi Karunlarda böyle kabul edip yaşamamış mıydı? Evet, bütün Karunların sonunun ne olduğunu hep birlikte görüyoruz vesselam.

Başka bir yazıda buluşmak üzere sizleri Allah’a emanet ediyorum

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir