GenelYazarlardanYazılar

Ahlak-Hayâsızlık-Utanma

Bugün ki yaşanan durumu nasıl inancımıza uyumunu görebiliyor muyuz?

AHLAK :

  1. İnsanın doğuştan getirdiği yada sonradan kazandığı bir takım tutum ve davranışların tümü.
  2. Kişide huy olarak bilinen nitelik, iyi ve güzel olan nitelikler.
  3. Ahlak, bir kimlik doğru veya yanlış eylem yapmaktır. Yatkın olarak kullanılan eşanlamlılar, etik ilkeler, erdem ve iyiliği içerir.

HAYASIZLIK :  Utanma duygusu olmayan utanmaz kimse.

UTANMA : Utanması olmayan , sıkılmayan, yüzsüz, arsız.

Değerli okuyucularım; iyice düşünerek konumuza açıklık getirmeye çalışalım. Allah (cc), şöyle buyuruyor.

Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mümin erkekler ve mümin kadınlar o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı (hakları yoktur) kim , Allaha ve Resulüne isyan eder (ederseler, buyruklara uymazsalar) gerçekten onlar apaçık bir sapıklığa sapmıştırlar. AHSAP su.AY.36

Sapıklık : Fasık olma durumu, sapıkça davranış.

Sapma nedir? Genel olarak , yön değiştirme anlamına gelmektedir. Herhangi bir referans noktasına göre, belli bir açı ile seyreden bir seyir , yol açısı değiştiğinde o cisim veya kişi sapmış olur.

Biz müslümanlar, Allah’ın sapmaz kitabına inandık, iman ettik. Yol belli. Buna göre de hayat yaşamı da belli değil mi? Bizler bu hidayet kaynağına, yoluna, yaşamına ne kadar uyuyoruz? Sakin kafayla bir düşünelim. Düşünelim de, evvela ailemizden etrafa , dünya müslümanlarına bir bakalım. Bakalım da, bu ahlak,hayasızlık ve utanma üzerine kafa yoralım. Yaşamımıza ne kadar sirayet etti? Nasıl olmamız gerektiğine bir bakalım.

”Ey peygamber; mümin erkeklere söyle , gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar. Onlara yakışan asil ve faziletli davranış budur.” Nur.su.AY.30

”Ey Peygamber; mümin kadınlara da söyle, onlar da gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar. Zorunlu olarak görünen (el, yüz, ayak dışındaki) ziynet yerlerini açıp da vücutlarını teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üstüne sarkıtsınlar.” Nur su.AY.31

Şimdi, konumuzu fazla dağıtmadan, yukarıda mealini verdiğim üç ayetten yola çıkalım.

  1. Nereye uyacağız? Neye göre karar vereceğiz? Nasıl korunacağız? Bize gönderilen, bizim gibi insan olan Peygamberler vasıtasıyla, onlara verilen kitaplar, son Peygamberimizle de Kuran’ın olması gerektiği eksiksiz, lakinsiz, amasız olarak bildirilmiştir. Bu yaşamda , ahlak’ın hayayı, terbiyeyi Allah (cc) belirlemiş. Değer ve değer yargılarının iyisini güzelini de bu kuranın içerisinde bize sunmuş. Buna göre de iki yol seçmemizi önermiş. Kendi akıl ve irademizle karar vereceğimiz cennet ve cehennem. Cennete ve cehenneme gidilecek yol yaşam biçimi belirlenmiş bulunmaktadır.

Şimdi biz, gerile gerile , ”Elhamdülillah Müslümanız” diyoruz. Gelin bunu biraz sorgulayalım. Bize gönderilen Kuran’ı Kerim’in dışını yatak odalarının duvarlarına asmışız. Gelin sandıklarına hapis etmiş, arada sırada bir kaç sayfa okumuşuz. Cami köşelerinde kafayı sallaya sallaya okumuşuz. Cumalarda, kandil gecelerinde, kabir başlarında , yatır türbelerinde okunmuş, okunmuş da, okumanın ne dediğini dilimize göre hiç anlayamamışız. Anlayan bilen hoca takımının çoğu da , işine ve nefsine göre konuşmuşlar. Deyim yerinde ise, Kuran’ı Kerim’in nefes borularını kesmişler.  Allah (cc) buyuruyor ”Peygamberin  Kuran ile yaptığı uyarılardan, diri olanlar aklını kullanıp düşünenler yararlanırlar ”diye Kuran bunun için indirilmiştir. Yasin su.AY.70

Kur’an , aklını kullanıp onu yaşam biçimi olarak yaşasınlar diye indirilmiştir. Ölülere değil dirilere. Peki bizler inananlar olarak yaşamımıza Kuran’ı Kerim’in ne kadarını uyguluyoruz?  Bu yaşadığımız yaşamda ahlak , haya, terbiye ne kadar var? Evvela ailelere soralım. Ahlakı, terbiyeyi nasıl anlıyoruz? Sapıklığı nasıl anlıyoruz? Çocuklarımızı nasıl yetiştiriyoruz? Yukarıda ayette anlatıldığı gibi giyim kuşam , gözleri koruma, haramdan sakınma, iffeti koruma. Bizler dışarı çıktığımızda , gözlerin gördüğü deniz mi, apartmanlar mı, ağaçlar mı, hayvanlar mı, çiçekler mi, meyvalar çeşitleri mi? Daha bir çok nimetlere bakmak mı haram? Bu haram, insanlarda kadın ve erkekler ile alakalı haram. Onların şekil şemallerinde , giyim kuşamlarında önerilen giyim ölçülerine uyup uymamasının haramıdır. Konuşma tavırlarına da ne demek lazım? Açıklık, çıplaklıkta yarış halindeler. Ahlak, haya, terbiye nerede kalmış? Bir de sorsan , bende müslümanım derler. Gerçekten müslüman, mümin olanların gezecek ne bir deniz, ne de bir hava alınacak yerleri kalmamış hale gelmiş. Burada iffete de bir açıklama getirelim. İffet, cinsel konularda ,ahlak kurallarına bağlılık namus gibi. Şimdi şöyle bir şey söylemiş olsak da , açık açık süslü püslü bir bayana nazikçene ”Ay ne kadar güzelsin”desek çok çok memnun olurlar. Çok azı müstesna ”Sana ne” diyebilir. Zaten onlar ölçüyü , ahlakı, terbiyeyi çöpe atmışlar. Öyle olmak istiyorlar. Yani ahlak yok, haya yok, terbiye yok, sere serpe yaşıyorlar. Yanılıp da onlara ”sen ahlaksızsın”desen , aman yarabbi! kıyameti koparırlar. Kanun ve anayasa da onlardan yana. Anandan emdiğini burnundan getirirler. Yaa, be ey gafiller! Hani müslümandınız, hani Allah, Muhammed diyordunuz? Yalancılar! Dünyayı berbat ettiniz. Her zaman olduğu gibi, istisnalar hariç.

Değerli okurlarım, kıymetli kardeşlerim, etrafımızda olan yaşamı hepimiz görüyoruz ve haliyle de eleştiriyoruz. Rahatsız oluyoruz. Bu islam dini hepimizin tapulu yaşam biçimidir. Bana ne, bize ne diyemeyiz. Evvela akıl gücümüz, manevi, mali gücümüzle her saat her gün öğrenip tapulu yaşam biçimini anlatmamız lazım. Koyun , koyun bacağı, keçi, keçi bacağından asılır da , koktuğu zaman en çok bizleri rahatsız ediyorlar. İsyanlara , eksikliklere karşı , Kuran’i diliyle şucu bucu demeden, bilenle bilmeyen düsturuna uygun olarak anlatalım. Böylelikle emribil marufu nehyanil münker görevimizi yerine getirmiş oluruz. Gerisini en iyisini Allah (cc) takdir eder. İnşallah.

”Aman aman, vay o namaz kılanların haline. Onlar kıldığı namazlardan gafildirler. ” Maun su.Son ayet.

Bunlardan olmamak için nefsimizi, sıhhatimizin yettiğince gayret edelim. Elbette bu yol , bu hayat çilelidir. Yolları dikenlidir. Geçmiş peygamberler ne sıkıntılar çekmiştirler. Buraya uyarıcı bir ayet koyarak dikkat çekerek yazıma son vermek istiyorum.

(Kim, kimler izzet ve şeref istiyorsa bilsin ki) (Bilsinler ki) İzzet ve şerefin hepsi Allah’tandır. Ona ancak güzel sözler (güzel ameller) yükselir. Onları da Salih (Kuran’a uygun) ameller ulaştırır. Kötülüklerde tuzak kuranlara gelince , onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzakları bozulur. FATIR su.AY.10

Ey Peygamber! Davete (Kuran’a) sırtını dönüp kabul etmemekte yaşamamakta direnenleri kendi hallerine bırak. Şimdilik Allah’ın nimetlerinden yiyip içip geçici dünya nimetlerinden oyalansınlar. Nasıl olsa sonunda bize döndürülüp gerçeğin bu olmadığını anlayacaklar. HİCR su.AY.3

Şunu görebilen gözler görmektedir ki, ortada olan yaşam, Allah (cc) yaşamı değil. Asırlardan beri gelen hikaye, masal, hurafe islammış gibi, gelenek göreneklerle karışık, bizleri zarara uğratan yaşam ile bugün bu hallere geldik. Aklını kullanıp Kuran’ın özüne dönenlere selam olsun.  Selam ve dua ile.

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı