HaberlerOkuyucu Yazıları

“ Dikkat; Dayatma Var!

Duygu Gürses DİKEN

“ Dikkat; Dayatma Var!

Kendi beyninde ürettiğin bir dünya ve orda kilitli kalmış inandığın ‘SENCE’ doğruların.

Belli ki. Bildiğini inandığını zannettiğin her şey koca bir, Zan’dan ibaret.

Dikkat edin. Teknoloji çağının başlangıcıyla hayatımızdaki her şey ciddi bir değişime uğradı.

 

İstekleriniz zevkleriniz. Aile yapısından tutunda Okul hayatına kadar, mahalle kültürüne kadar her şey gözle görülür bir değişime uğradı.

TV hayatımıza girmeden önce nasıldık, şimdi ne olduk. Orada gördüğümüz hayatlara özenerek geçiyor bir yaşam.
Örneğin zaten kötü niyetli olanlar TV’de entrika dizilerindeki fettan tipli kurnaz insanların aslında hayatlarının ne kadar atraksiyonlu geçtiğine inanarak kötülüğü över hale geldi. Şeytanlığı öven, iyiliği eziklik olarak gösteren bir ışıklı dünyadan bahsediyorum.

Zina tamamen aşk diye sunuldu gözümüze! romantizmle normalleştirildi.!

Eskiden Annesi yahut Babası yahut bir büyüğü içeri girdiğinde ayağı kalkan hayâ sahibi insanlar TV’de gördükleri gibi Anne ve Babasını sürekli azarlayan yanında ayak ayaküstüne atan tiplere dönüştü.

Akrabalık bağlarına önem veren akrabalarını gözeten insanlar TV’ler sayesinde birbirinin yengesine göz diker akrabayı AKBABA olarak gören İnsanlara dönüştü.

Kadınlar TV de gördükleri kadınların giyimine kuşamına havasına asiliğine özenerek kendilerini tamamen süs ve gösteriş dolu bir dünyanın içinde buldu.

Dikkat; dayatma var! Ve buna boyun eğen kadınlar.

Sistemin dayattığını değil de, hakikati savunup ve ardınca gitmeli.

Sistem kadını metalaştırır ve cinsel bir obje olarak görür.. Entelektüel erkekler de çıplaklığa sanat diyerek süslerler.

Farkında değilsin!
Süslü kelimeler ve içi boş ideolojiler seni kadın olmaktan çıkarıp onların göz zevkini iğrenç hazlarını coşturan bir obje haline getirir. Ve sende buna özgürlük dersin.

Mesela,

Doğru Erkekler gözlerini haramdan sakınmaya çalışırken gözlerini çevirdikleri her yerin haramla dolması sebebiyle sakınmayı terk etti.

Günahlar normalleşti!

Soyunmak. Aydın/lan mak, hayasızlık-özgürlük oldu.

Gıybet, dedi kodu İki lafın belini kırmak. Ne acıdır ki, robotlaşan İnsan’cıklar gerçeği.

Şeytan’ın düzenine çanak tutan. Şeytan’ı dost edinenlerin devri manevisi!

Maneviyattan yoksun somurtkan İnsan kitleleri.

Elimizde ki telefonlar akıllı ama bizler ”akılsız.

Devrimi de savaşı da sanaldan yapan sahte kahramanlar.

Büyük yüksek alamet binalara tıkışmış, insani değerlerini git gide yitiren samimiyetten yoksun topluluklar.

Vahşet kan ve göz yaşı üçgeniyle geçen Ömür’cükler..

Mutsuz ve karanlık yüzler.

Topraktan gelen ama toprağa basmayı ellerinden çalanlara kendilerini beton yığınlarında yaşamaya mahkûm edenlere köle olan zincirliler.

Yer softasından masaya yükselmeyi medeniyet zanneden aydıncıklar.

Hayattaki tek amacı günü bitirmek yemek içmek cinsel birliktelik yapmak uyumak ve kalkmak olan robotumsular.

Yalancı ve süslenmiş hisler, Aşk sanılan fakat karşılıklı ego tatmini olan naylon sevdalar, Sistemin dayattığı pop kültürüyle özdeşleşmiş ilişkiler,

İçi boş şarkılarla yaşanan abartılı ama asla gerçeği yansıtmayan tutkular, cinsel isteklere dayalı şeytanı arzular, Ve sadece gösteriş için yaşanan sahte anılar..Bunların her biri beyinde ürettiğimiz, bize dayatılan yalancıktan an’lar.

İşin tuhaf yani bunların hiç biri size gerçek huzuru ve mutluluğu vermez ama yine de bunlara bağımlı yaşarsınız.

Sorgulama gereği duymuyor musunuz?

Bu zamanın fitnesi doğru yönde kullanılmayan teknoloji olsa gerek.

TV’nin masum dediğine masum kötü dediğine kötü demekten vazgeçip sorgulayarak ve akıl süzgecinden geçirerek işe başlayabiliriz mesela.

” Kendi istek ve tutkularını (havâsını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın? (Furkan Suresi, 43) ”

Tüm bunlarla oyalanırken çok önemli bir şeyi atladınız.

Siz. Allah’ı unuttunuz..

Allah’ın sizi sürekli gözetlemekte olduğunu ve yaptığınız işin hardal tanesi kadar bile olsa mahşer günü önünüze getirileceğini unuttunuz.. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayın, birbirinizin kuyusunu kazın, öldürün, hakkına girin, dedikodu yapın, kibirlenin, mal biriktirin, eğlenin..

Geçip gidene kalbimizi bağlayıp önümüzdeki ağır bir günü ihmal edersek kaybeden biz oluruz.

Korkarım ki geçmiş kavimlerin başlarına gelenlerden hiç ibret almamışız.

Hala gerçeğe uygun yaşamaya çalışan o’ az da olsa içimizde bulunan “Allah’ın inanan ve iyi işler yapan gerçek kulları sayesinde böyle rahat yaşıyoruz, bunca fitneye rağmen. Ama o iyi insanlar o güzel Atlara binip giderse halimiz ne olacak?

Gökte olanın bizi yerin dibine geçirmeyeceğinden güvende miyiz?

Ne insanlığa ne kendine bir hayrı dokunmayan aksine safi zarar olan insanların helakine ne gök ağlar, ne de yer.

Tüm bu saydıklarım helak alameti değil de nedir?

Nereye gidiyor bu İnsanlık.. Kendi ziyanına mı?.

Daha Fazla

İktibas Çizgisi

İktibas Çizgisi Yönetici

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Güzel bir başlangıç yazısı Duygu Gürses Diken hanım. Devamını ve başarılar dilerim.

Hamdi Akan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir