Yazılar

Bir Adet Beyaz Zarf

RUMUZ: Coşkunsu

Canım yavrum seni ilk tanıdığım da henüz altı yaşını bitirmiş ve yedi yaşından gün almıştın. Sende hatırlarsın o zaman okulumuz ilköğretim okulu idi senin kaydolduğun sene de kayıtları ben yapıyordum. Sen ise hafif sarışın saçların ise dik ve ufak tefek bir yapın var idi. Daha sonra öğrendim ki bir anne ve babanın tek erkek çocuğusun bundan dolayı da senin üzerine adeta titriyorlar. Niçin yaşıtlarına göre zayıf ve cılız olduğunu annene sorduğum da “hocam bu hiç yemek yemez veya çok az yer ”dediğin de çok şaşırmıştım ve o gün senden yemeklerini yemeni ve çok güçlü olman gerektiğini aksi takdir de yeni okulun ve sınıfındaki arkadaşlarının senin ile dalga geçeceklerini söylediğimde bana yemeklerini bitireceğin konusun da söz vermiştin. Hatırlar isen senin ile böyle tanışmış idik. Tabii kayıttan sonra okullar açıldı ve ben ikinci kademe müdür yardımcısı olduğum için o binadan ayrıldım.

Okullar açıldı aylar sonra bana küçük bir ziyaretçimin olduğunu söylediler hemen baktığım da küçücük bir birinci sınıf öğrencisi beni görünce “öğretmenim bende seni gitmiş zannetmiştim iyi iki buradaymışsın  “ diyerek sevindiğini yıllar geçmiş olmasına rağmen hala hatırlıyorum. İlkokulu bitirip ortaokula geleceğin günü iple çekiyordun. Her seferin de hocam ben geleceğim siz gitmiyorsunuz diye sorduğun günler dün gibi aklımda. Ve günler geçti sen artık ortaokul öğrencisi olmuştun. Takım elbiseli kravatlı biraz daha büyümüş ve verdiği sözde duran bir yetişkin edasıyla bana baktığını gördüm. O bakışında senin ile ilgilenmem gerektiği konusunda ben de bir kanaat oluşmuştu. Üzerindeki takım elbisen sana o kadar güzel yakışmıştı ki gözümü senden alamıyordum ve birilerinin sana zarar vermelerinden çok korkuyor idim. Bir kaç gün sonra beni ziyarete geliyorsun sen benim bende senin hal ve hatırını sorduktan sonra iyi dersler diyerek birbirimizden ayrılıyorduk.

Zamanla giymiş olduğu ceketin bedenine küçük ve renginin solmuş olduğunu ilk fark ettiğim de başka bir ceketinin olmadığını tahmin eder gibiydim. Yine yanıma geldiğin de ikinci bir ceketinin olup olmadığını sorduğumda:

-Hocam evimiz kira babamın da düzenli bir işi yok. Zaten işi olsa da yeteri kadar para vermiyorlar. Annem ise gece ve gündüz durmaksızın halı dokuyor ancak karnımız doyacak kadar paramız oluyor. Bu yüzden geçen ayın kirasını ödeyemediğimiz için de ev sahibimiz önümüzde ki ay ikisini birlikte ödemez isiniz sizi kapının önüne koyarım diye babamı tehdit etti. Babam ise hiçbir şey yapamamanın acısıyla yumruklarını sıktı ve “Allah-ım sen büyüksün dedi” kapının arkasında olup bitenleri seyreden annem ise üzüntüsünü belli etmeden:

-Bey yemek hazır yemeğimizi yiyelim dediğinde babam başım ağrıyor yemek yiyesim yok dediğinde benim de o küçücük yüreğime bir ağrı saplanmıştı. Anne ve babamı o halde görmek beni adeta kahretmişti. Bunları anlatır iken o küçücük gözlerinden akan gözyaşlarının yüreğinde açtığı kocaman yarıları ben de fark ediyordum. Konuşmamız esnasın da: “Hocam mutlaka okuyacağım ve vatana millete hayırlı bir evlat olup anne ve babamı da bu kahrolası fakirlikten kurtaracağım ”dediğini bu gün gibi hatırlıyorum. Günler ayları aylar ise yılları kovalıyor sen ise biraz daha büyüyordun. Derslerin ise çok başarılı her dönemin sonun da almış olduğun takdir belgeleri ile kendine olan güveni artıyor ve bana hocam sözümde duruyorum ve okuyup büyük adam olacağım diyordun. Ben ise ne yaparım da senin de onur ve gururunu incitmeden hem seni sevindirir hem de bir ceket alıp hediye edebilirim diye sürekli düşünüyordum.

Kolay kolay başkasından yardım ve hediye kabul etmeyecek kadar da başı dik ve onurlu biri idin. O an da aklıma bir beyaz zarf geldi. Beyaz zarfın içerisine o günün parasıyla yirmi lira koydum ve ağzını

Kapattım. Birinci kanaat döneminin sonunda yine takdir almıştın. O nu bana göstermek için yanıma geldiğinde o zarfı eline tutuşturdum. Sen de ne olduğunun farkına varmadan alıp kabul ettin sen benim ellerimi ben ise senin gözlerini öptükten sonra kafama koyduğumu yapmış olmanın rahatlığı ile iyice rahatlamıştım. Tatil dönüşü okullar yeniden açılmış sen ise yeni ceketini giymiş olarak okula geldin. Fakat biraz utangaç ve gözlerini yere dikmiş benimle göz göze gelmemek için adeta bana bakmıyorsun. Ben ise seni o kadar çok seviyorum ki üzülmene hiç tahammül edemem. Hemen seni yakalıyor ve halini hatırını soruyorum. Böyle üç yılı beraber geçirdik ve sen mezun oldun. Daha sonra liseye yazıldığını ve okulunu çok sevdiğini fakat beni çok özlediğini ve aradığını ifade ettin.

Bir yaz tatilinde bir dürümcü dükkânının önünden geçer iken seni orada gördüm. Bu sefer başın dik ve onurlu bir şekil de hocam artık çalışıyorum kendi okul harçlığımı biriktirdiğim gibi anne ve babama da yardımcı oluyorum ama mutlaka okuyacağım size verdiğim sözü kesinlikle unutmadım demiştiniz. Nihayet lise bitip yanıma geldiğiniz de: ”Hocam uzman çavuşluk sınav var o sınava gireceğim ”dediğinde ben ise yavrum bu meslek biraz tehlikeli başka sınavlara da girsen kazana bilirsin dediğimde “Hocam Allah. Onun dini ve vatan için ölmeyi bizlere öğreten sizler idiniz ”deyince adeta küçük dilimi yutmuştum. Sonraları sınavı kazandığını ve Hakkâri iline atandığını bana söylediğinde:  “Hocam hakkınızı helal edin benim üzerim de çok hakkınız var “ deyince bir birimize sarılıp ağladığımızı dün gibi hatırlıyorum. Vedalaşıp ayrıldık aylar sonra izin için Kayseri-ye geldiğin de yine ziyaretime gelmiştin. Eskiyi şöyle bir yad edip hüzünle hatırladıktan sonra  yine o utangaç ve mahcup  halinle: “ hocam siz bana yıllar önce bir beyaz zarf vermiş idiniz. Şimdi eğer kabul eder iseniz ben size beş adet zarf vermek istiyorum bu zarf ları benim gibi ceketinin rengi solmuş kardeşlerimize verir iseniz mutlu olurum “ demiştin. Zarfları aldığımda her zarfın içerisin de elli liranın olduğunu hayret ile görmüştüm ve Ogün siz bana o beyaz zarfın hayatım da açmış olduğu beyaz sayfayı ve sizleri  hiç unutmadım demiştin. Bende seni unutmadım yavrum.

Hem seni  hem de kendimi Allah-a emanet ediyorum.

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir