
Aşırı sıradan meşguliyetler insanın asıl alanı günümüzde. Sabah gözlerini açar açmaz, eline sıkıştırdığı bir telefon, bir başka aygıt ile güne besmelesiz başlıyor. Mahmur ve buğulu gözler ekranda. Kimin ne arayışında olduğu önemli değil. O an için ekranda görünen her hangi bir ileti, bir haber kişiyi dünyasına çekiyor.
Bu dünya kişinin parmaklarının ucunda, bir gezintiye çıkıyor. Sörf sözcüğünü bilerek kullanmıyorum. Kendi sözcük ve kavramlarımızı üretmedikçe etkilenme alanımız büyüyor, bize ait olmayan bir dünyaya yolculuğa çıkıyor. Başıboş bir yolculuktur bu. Hiç amacı yoktur. İnsanı peşinden sürüklüyor.
İnsan kendisiyle baş başa kalamıyor. İstemsiz bir kapılışla başını alıp gidiyor. Ekranda bir kitap okunmaya kalkışılsa biraz ilerlendikten sonra bir başka alana istemsiz geçiş yapılıyor, oradan da bir başka alana. O zaman kişi okuduğu sayfalardan kopuyor. Zaten bir tablette okunan bir metnin satır altlarını çizemiyorsunuz, çizseniz de onun bir karşılığı olmuyor.
Düşüncesizlik ortamı genele egemen olduğundan ortamdaki tartışmacılar da aynı düzeyin insanları oluyor. Bir bakıma sıradan magazin gazetecilik ruhu baskın oluyor. Birilerini olumlarken büyük bir kesimi de töhmet altında tutuyor.
Evinden, kocasından, eşinden bıkanlar arayışlara giriyorlar. Hiçbir sorumlulukları olmayan bir yaşam biçimine kapılıyor ya da aldanıyorlar. Gerçek hayattaki yaşanmışlıkların dışında bir esnekliği var bunun. Gerçek hayatta insan birbiriyle doğrudan temasta. Gerilimli bir hayat içinde ister istemez. Bu hayatın olumsuzlukları insanı doğrudan etkiliyor. Sabır ve anlayış söz konusu olmayınca tepkiler içten içe büyüyor. Sonra da kendisini rahat ve huzurlu var sayabileceği bir yola koyuluyor.
Bu yaşama biçiminin bir sorumluluğu ve düşünme çilesi, direnme çabası olmuyor.
İnsanın sınırlı kazancı bulunuyor. Oysa göz alıcı hayatın büyüleyiciliği insanın sınırlarını zorluyor. Tüketim başının belâsı olmaya başlıyor. İşte o zaman da düşünme ve temkin devrede olmuyor. Gözü kararıyor belânın ortasına fırlayıveriyor.
Gençlik oluşum döneminde. Birikim yapabilmesi için çokça okuması ve düşünmesi gerekiyor. Enerjisini düşünmeye ve birikme vermesi gerekirken bir savruluşun içinde kendini buluyor.
Günümüz gençliği yukarıda izah ettiğim gibi on beş yaşındaki bir kız çocuğun şöhret bulma hedefine takılıyor. Bunun yolu birikim ve bilgi edinme değil, bir absürtlükle fenomen olunabiliyor. Hiçbir değeri olmayan sıradan sosyal medya üzerindeki yazışmalar karşılık bulabiliyor. Sorun insanlığı düşünme alanından çekip boşlukta savrulmaya terk etmek.


