Genel

İnsan denen meçhul

İsmail Demirbaş/Dünya Bizim

İnnî câilün fi’l arzı halîfe.

“…Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” İnsanın varoluşu bu haber ile başlar. Yaratılacak bu varlığa dair önceden yaratılanların (meleklerin…) bir kanaati/tahmini vardır. “Yeryüzünde kan dökecek, fesat çıkaracak birini mi yaratacaksın?” Fakat insan sadece bundan ibaret değildir. Yaratılan bu insan Allah’ın ilminde malum, diğer varlıkların ilminde meçhuldür. O yüzden Allah “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim”[1] buyurur. Her şeyi bilme iddiasında olan insanın bile insana dair bilgisi sınırlıdır ve insanın bu gerçeği fark etmesi uzun zaman almıştır.

1873’te Fransa’da doğan Lyon da tıp ve eczacılık fakültelerinin bitiren ünlü cerrah Alexis Carrel, insana dair çok yönlü araştırmalarını bir araya toplayarak yazdığı kitabına ‘insan denen meçhul’ adını verir. Bu kitap 1912 yılında Carrel’e Nobel tıp ödülünü kazandırır. Bu kitap modern dönem bilim adamının gerçeği itirafıdır.

İnsanın fizyolojik, biyolojik, psikolojik yönlerine dair her gün yeni bilgiler elde edilse de birçok yönü hep meçhul kalmaya devam edecektir. Çünkü insan hesaba kitaba gelen, laboratuvar ortamında tekrarlanan her deneyde aynı sonucu veren bir varlık değildir. Her şeyden önce o kalp sahibidir. Kalp, adı üzerinde; inkılâp olan, değişen, evrilip-çevrilen, ânı ânına uymayan bir şeydir. Dün sevdiğinden bugün nefret eder, bugün sevdiğini yarın katleder.

İnsanı ve insan kalbini en iyi bilen Allah (c.c)  kullarına şu duayı öğretir. “Rabbimiz! Biz hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.”[2]

İnsanlar için usvetün hasene olan Rasülullah (s.a.v) şöyle dua ederdi: “Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım, kalbimi senin dinin üzerine sabit kıl”[3]

Sınıfta öğrencilerime soruyorum: “Sizden bir kardeş katili çıkar mı?” diyorum. “Hayır” diyorlar. “Siz peygamber çocuğu musunuz? Kâbil’den daha iyi bir ahlâk eğitimi mi aldınız?” diyorum. Hangi katil katletmeden önce içinde ölümcül bir duygu taşıdığını fark eder? Aslında her insanın potansiyelinde, mayasında bu yönelim vardır. Biz varlığımızda Allah’ın ruhundan taşıdığımız gibi çamurluk da taşıyoruz. Özümüzde var olan çamurluğumuzu iman ve güzel ahlâk ile dizginleyip değiştirebiliyoruz.

Demem o ki, insan normal şartlar altında (N.Ş.A) öldürmez. Ama normalliğini kaybettiğinde artık o insan değil meçhul bir varlığa dönüşür. Alçalır. Esfele safilîn olur. Onun yükselmesinde sınır olmadığı gibi alçalmasında da sınır yoktur. Öfke geldiğinde akıl gider. Aklını ve kalbini yitiren insan vahşileşir. Uyuşturucu için para vermeyen annesini öldürebilir. Çocuğunun gözü önünde eşini kesip doğrayabilir. Bir camiye girip herkesi silahla tarayabilir. Bir alışveriş merkezinde kendini patlatıp onlarca kişiyi parçalayabilir. Atom bombası atıp bir şehri yok edebilir.

Yarattığını en iyi bilen Allah insana dair Kur’an’dan önemli bilgiler verir. İnsanın yapıp ettiklerine bakıp bir anlam veremediğimiz, “bunu nasıl yapar?” dediğimiz, hatta bazen kendimize bile şaşırıp “Ben bunu nasıl yaptım?” dediğimiz şeylerin cevabı aslında Allah’ın kitabında verilmiştir.

İnsan zalim ve cahildir. (Ahzab, 72)

İnsan acelecidir. (Enbiya, 37)

İnsan acil olanı ister, ahireti terk eder. (Kıyamet, 20-21)

İnsan menfaatine çok düşkündür. (Rum, 36)

İnsan Allah’a karşı nankördür. (Adiyat, 67)

İnsan haris ve cimridir. (Meariç, 19-21)

İnsan dünya malını çok sever. (Adiyat, 8)

İnsan kıskanç ve hasetçidir. (Nisa, 128)

İnsan zayıftır. (Nisa, 28)

İnsan böbürlenmeye meyillidir. (İsra, 37)

İnsan verdiği vaatleri unutur. (Taha, 115)

Ayetlerde zikredilen bu zafiyetlerine rağmen insan kulağını ve kalbini uyarılara açıp kalbini fıtrî ve ilahî olana yöneltebildiğinde beşer olmanın ötesine geçip insan olur ve diğer varlıklar onun bu yönelişine ve onu böyle yaratana hürmeten saygıyla önünde eğilir.

Batıdan kopyalanıp önümüze konan psikoloji ve kişisel gelişim (NLP) kitaplarının yazarları insanı anlamak ve anlatmak konusunda aciz kalıyorlar. İnsanın bir veya birkaç yönüne yoğunlaşıp diğer yönlerini ihmal ediyorlar. İnsanın ayrı bir âlem olduğu gerçeğini gözardı ediyorlar. Aynı gömleği herkese giydirmeye çalışıyorlar. Freud da insanın bilinçaltına yoğunlaşıp onu sadece bilinçaltı ile anlatmaya çalışıyordu.

Oysa “İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar ya” (N.F.K) Her durumda rengi, kokusu, içeriği değişir durur. İnsanı anlamak gayretinde olan dostlarıma, okurlarıma öncelikle Kur’an okumalarını öneriyorum. Çünkü o insanın hayat kitabıdır. Sonrasında şu kitaplar okunabilir:

İslam’a Göre İnsan Psikolojisi, Muhammed Kutup.

Kur’an’da İnsan Psikolojisi, Hayati Aydın.

İnsan Denen Meçhul, Alexis Carrel.

[1] Bakara, 30

[2] Âl-i İmran, 8

[3] Tirmizî, Deavât, 89.

Önemli Not: Yukarıdaki yazı, yazarın şahsi görüşlerini içermekte olup, İktibas Çizgisi.com un yayın ve düşünce yapısını yansıtmıyor olabilir. İktibas Çizgisi olarak, kâr amacı gütmeyen yayın politikamız gereği okumaya değer bulduğumuz yazıları, takipçi kitlemizle buluşturmak için tam metin olarak yayınlıyoruz

Daha Fazla

İktibas Çizgisi

İktibas Çizgisi Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı