
Namazda peygamber ve ailesinin övülmesi tevhidi tehlikeye sokar mı?
SORU:”De ki: Ben ancak Rabbime yalvarırım ve O’na kimseyi ortak koşmam.”(72/20)
Bu ayete istinaden namazlarımızda Hz. Peygamber ve ailesini öven, onları bir şekilde ibadetin içine sokan dua bölümleri (Tahiyyatın bir kısmı ile Salli ve Barik duaları) namazın bünyesinden çıkarılmalı mıdır? Çıkarmadığımız takdirde tevhit açısından bir sakınca doğar mı? Allah’ın Resulü namazlarında beni ve ailemi övün demiş midir?
CEVAP : Bu konuda bir yanlış anlaşılma olmalı diye düşünüyoruz. Bahsini ettiğiniz (72/20) ayette, Allah’tan başkasından bir şey istenmesinin ve Allah’a ortak koşulmasının yanlışlığı vurgulanıyor. Namazlarda okuduğumuz Tahıyyat, Salli ve Barik dualarında ise, bizler peygamberimiz için dua ediyoruz. Peygamberimizden bir şey istemiyoruz. Bunun meşruiyeti ise Rabbimizin Şu ayeti ile tespit edilmiştir:
“Hiç şüphesiz, Allah ve melekleri peygambere salat etmektedirler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin / teslim olun .” (33/56)
“Allah ve Resûlünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lânet etmiş ve onlar için aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.” (33/57)
Salat : Dua, namaz, rahmet ve havra anlamlarına gelmektedir. Çoğulu ise Salavat’tır. Aynı kökten türeyen Musalla da namaz kılınan yer, seccade demektir.
Allah’ın kuluna salat etmesi onu yardımıyla desteklemesi, şanını, şerefini artırması ve yüce bir makama eriştirmesidir. Meleklerin salat etmesi ise Peygamber için dua ve niyazda bulunmaları ve Allah’ın izniyle onu desteklemeleridir. Müminlerin salatı ise Peygamberin safında tam bir teslimiyet ile teslim olarak onunla birlikte cihat etmek, her halükarda onun yanında yer almak, Onun canını kendi canlarından aziz bilmek, şahsına ve ailesine hayır duada bulunmak şeklinde tezahür eder. Aksine bir tavır ise Allah’ın ayetiyle : “Dünya ve ahirette Allah’ın lanetiyle ve azabıyla “ tehdit edilmiştir.
Şimdi düşünelim, namazımızın sonunda Rabbena dualarını okurken- ki bunu İbrahim (as) ‘ın duası olarak Allah Kur’an’da zikrediyor- Kendimiz için ,anne ve babamız için ve bütün müminler için dua ediyoruz. Tahıyyat’ta da Peygamberimiz için : “Allah’ın selamı, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun ey Nebi” diyoruz. Salli ve Barik dualarında da : “Allah’ım Muhammed ve ailesine Salat et. İbrahim ve ailesine Salat ettiğin gibi. Allah’ım, Muhammed ve ailesini mubarek kıl, İbrahim ve ailesini mubarek kıldığın gibi. Şüphesiz sen övülmüşsün ve çok yücesin” diyoruz. Bu duaların hiçbir yerinde tevhide gölge düşürecek bir anlayış ve ifade yoktur. Bu nedenle namazlarımızın sonunda yapılan böyle bir duayı çıkarmak için hiçbir sebep yoktur. Tevhidi anlayışımıza da bir gölge düşürmez. Bilakis Allah’ın dinine yardım etmiş, bu yolda hayatını ortaya koyarak mücadele etmiş tüm peygamberlere ve onların yolunda giden tüm müminlere dua etmemiz, bir Müslüman olarak vefa borcudur. Elimizde hazır bulduğumuz bu dinin bu güne gelişinde, onların da bir katkısı varsa, bunu yapanlar elbette teşekkürü hak ediyorlar demektir.
Bu isteğin Peygamberimizden gelip gelmediğine gelince, Peygamberimizden önce Allah’tan geldiğini Ahzab /36-37. ayetleriyle bildirdiğini ifade etmiştik. Ayrıca bu konuda 33/50-62. ayete kadar okuyun. Peygamberi ve ailesini rencide edenlere karşı Rabbimizin tehdit ve tavsiyelerini göreceksiniz