Cehalet ve barbarlığın zulüm ve haksızlığın, sömürü ve emperyalizmin kaba güç kuvvet ve otoritenin demir ve ateşin çıkar ve şehvetin , ihtirasların beşeri ve hayvani arzu istek ve dürtülerin egemen olduğu , ruhsuz teknolojinin insanları esir aldığı , dijital uygarlığın kölesi durumuna gelen insanın her türlü erdem ve faziletten soyutlandığı bir bedbaht zaman dilimindeyiz.
İnsan, vahyi değerlerden uzaklaştıkça hem fıtratını örtmekte olabildiğince karartmakta aynı zamanda müstağnileşerek yeryüzünü fesada uğratmaktadır. Kendi elleriyle karada ve denizde fesad çıkarmaktadır. Kimyasal, biyolojik ( korona virüs gibi) ,nükleer silahların insanlara ve tabiata verdiği zararları hiçbir haklı gerekçeye dayanmayan savaşları sürgünleri katliamları bu kapsamda değerlendirebiliriz…
<< İnsanlardan öyleside vardır ki , dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider ve kalbindekine rağmen Allah’ı şahit getirir, oysa o azılı bir düşmandır. O iş başına geçti mi yeryüzünde fesad çıkarmaya ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise fesadı sevmez. >> ( Bakara – 2/204-205). Bu ayeti kerime Şu anda yaşanan vahim tabloyu çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bu vahim hastalıkları yeryüzüne yayan , tekno-paganizm dinine mensup olanlardır. Önce Allah’tan bağımsızlaşan insan sonra , Allah’a meydan okumaya başladı.Azmanlaştı, zombileşti kendi cinsine savaş açıp neslini yok etmeye başladı.Finansal monarşinin zulümleri yeryüzünü kuşatmış durumda.
Bir taraftan lüks ve refahın , debdebe ve ihtişamın modern hayat ve konforun şımarttığı bir taraftan da ezilmişliğin haksızlığın açlığın sefaletin her yönden tükettiği insan , ifsad sürecini yaşamakta…
Vahye ve fıtrata sırt çevirmiş önderler ,tuğyanın en bariz temsilcileridir. Azgınlaşmaları sadece kendileriyle sınırlı kalmamakta kendilerine tabi olanları da bozulmanın çürümenin kokuşmanın zifiri karanlığına sürüklemektedirler . Vahye karşı kör ve inatçı bir tavırla karşı çıkmaları bir yana bunu yaygınlaştırmak için imkanlarını sonuna kadar kullanmakta her türlü yolu denemektedirler.
Şu ayeti dikkatlice düşünelim, <<onlar ki memleketlerde tuğyan etmişlerdi de orada fesadı çoğaltmışlardı , onu için Rabbinde üzerlerine azap kamçısı yağdırıverdi>> (Fecr 89/11-13)
Afaki ve enfüsi ayetlere yönelmediği için , evrendeki ve kendi bünyesindeki temel gerçeklere kulak asmadığı için herkese kul olan ,makinalaşan ,koflaşan gönülsüz, yüreksiz, kansız ve vicdansız hale gelen insan. Oyuna eğlenceye kesif nimetlere , yemeye , içmeye , ihtiraslara ve şehevi arzulara ve duygulara bağımlı hale geldiği için basiretini uzbakışını ferasetini merhametini gönül zenginliğini yitiren insan varlığın hayatın rızkın rahmetin ve bereketin güzellik ve iyiliğin huzur ve güvenin sevgi ve saadetin kaynağından koparıldığı için rüzgarın önündeki yaprak gibi olan insan artık ve kulluğun ve köleliğin her çeşidine boyun eğer hale gelen, bağımsızlığın, özgürlüğün ve hürriyetin hayvancasından başkasını düşünemez duruma gelen ey insan kendi ellerinle yaptıklarından dolayı yeryüzünü fesada uğrattın…
Aklını kalbini vicdanını Allah’ı hesaba katmayan, robotlaşmış , tekno-paganizm dinine girmiş insan müsveddeleri yeryüzünü fesada verdiler ekini ve neslini yok etmeye devam ediyorlar… En günahkar , en kutsalsız, en kurgusal, en anlamsız, en geleceksiz, en insansız bir çağdayız…Modern akıl , Allahtan ve anlamdan arındırılmış akıl topyekün insanlığı nesneleştirme operasyonunu uygulamaktadır.