GenelMektuplara Cevap

Toplumsal sorumluluklarımız ve sınırlarımız nelerdir?

SORU: Hepimiz ayni gemide olmamız hasebiyle, geminin rotası bizi ilgilendirmeyecek mi? Geminin su alması karaya oturması, saldırılara maruz kalması karşısında, aklıselim olarak bu geminin gidişatına karşı, ne gibi çalışmalarımız olmalı, biz bu işin neresindeyiz.

CEVAP: Elbette geminin rotası da bizi ilgilendiriyor tayfaların durumu da bizi ilgilendiriyor. Ancak kayıkçı kavgalarından etkilenerek denize atlama çağrıları bizi ilgilendirmiyor. Biz bu dini tüm dünya gemisinde seyreden yolcuların hepsine ulaştırmayı bir ideal olarak kabul edip yola çıkmışız. Çağrımızı tüm insanlığa ulaştırmak nihai hedefimiz olmakla birlikte, İlk etapta elimizdeki imkânlar çerçevesinde ulaşa bildiğimiz insanlara sesimizi duyurup, esas tehlikeyi anlatmaya çalışmamızın sebebi bu ilginin sonucu değil midir? Bu işler her seçim arifesinde çıkartılan suni kavgalarla seçmeni galeyana getirip sandığa büyük bir hırsla götürebilmek içindir. İktidar muhalefete, Muhalefet iktidara yüklenirken sanmayın ki vatan elden gidiyor. Bunlar demokrasi denilen dinin çirkin oyunlarıdır. Bunların hepsi demokrasi ile hısım, fakat taraftar toplamak için birbirlerine kıyasıya saldırmaları bizi yanıltmamalı. Bu kavga 31 Martta biter, sandıklar açılıp kazanan kaybeden (iktidara gelme anlamında) belli olunca, kim kazanırsa kazansın her seçimden sonra ilk sözleri –halk sandığa gidip oy kullandıktan sonra mesele bitmiş, esas amaç olan demokrasinin bu ülkeye çöreklenmesini bir kere daha ispat ettikleri için- “yine demokrasi kazandı” demek olacaktır. Bizler de bu şölene iştirak ederek aynı kervanın yolcuları olmak mı istiyoruz? Bunun için bu sahte arbedeye biz demi taraf olup batıla payanda olalım? Hal bu ki bizler “Allahtan başkası adına yapılan şölenlerde boy göstermekten, onlarla bir arada bulunmaktan, aynı karede görünmekten… Men olunmuştuk. (Kafirun suresini okuyunuz)

Şayet dediğiniz gibi dışarıdan bir saldırı olursa yaşadığımız bu toprakların üzerinde bize de ait olan değerlerden malın, canın, dinin, aklın ve neslin korunması için birlikte dış düşmanlara karşı mücadeleyi bir görev biliriz. Dışarıdan gelen düşman, karşısındakini düşman olarak gördüğü için sizin hiçbir değerinize saygı duymaz, değer vermez, hepsini tahrip eder. Bu nedenle dış düşmanların saldırısı içeride verdiğiniz ideolojik savaşa benzemez. Düşman geldiği zaman suçlu suçsuz, zalim mazlum ayrımı yapmadan herkesi kuşatır. Bu nedenle sizinle topluca savaşanlara karşı sizde topluca savaşarak o düşmanı bertaraf etmeniz gereklidir. Sonra kendi içinizde mücadelenize kaldığı yerden devam edersiniz. Bunun adı cihattır. Hedefe meşru yollarla varmak için gösterilecek her türlü gayretin adıdır. Kıtal ise cihadın en son safhasıdır. Yapılan tebliğ hedefine ulaştıktan sonra yapılacak hareketin en son safhasıdır. Bunun gelinen merhaleyle, güce güç ile mukabele edecek seviyeye gelmekle yakın alakası vardır. Zamansız kalkışmaların nelere mal olacağının hesabı çok iyi yapılmalıdır. Aksi halde ümmetin sonu hüsranla biter.

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı