
Kâbe’nin taşının toprağının insanları karşılama özelliği var mıdır?
SORU: Kâbe’nin taşının, toprağının insanları karşılama, konuşma ve onlara böyle iltifat etme özelliği ve görevi var mıdır? Bunu Kur’an’ın hangi ayetine dayandıracağız?
CEVAP: Kâbe, Allah’ın emriyle (Bakara 2/127) İbrahim ve oğlu İsmail (as) tarafından Mekke’nin toplama taşlarıyla inşa ettikleri bir binadır. O’nun duvarına Tavafa başlama noktasını belirlemek için konulan “Hacer ul Esved” Siyah Taş ise Hz. Ömer (ra) ifadesine göre Ebu Kubeys dağından getirilen siyah bir taştır. Kâbe’nin ne taşında ne duvarında olağan üstünlük vardır. Onlar da diğer taşlar gibi bir taştır. Tüm mükellefiyeti diğer taşlar gibi konulduğu yerde “taş gibi” durmaktır. Bu taşın birilerini karşılamak gibi bir görevi yoktur. Hikâyede anlatılan şeyin, dinen ve aklen izahı mümkün değildir. tam bir hurafedir. Kâbe, bir Müslüman için Allah’ın Hac emrini yerine getirmek için gidip ziyaret edeceği bir mekândır. Ona âşık olmak, bunun için gözyaşı dökmek gibi bir mükellefiyetimiz de yoktur. Sadece Rabbimizin: “Orada apaçık alametlerle, İbrahim’in makamı vardır. Kim, oraya girerse emin olur. Ona yol bulabilen herkesin, Kâbe’yi haccetmesi insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır. Kim inkâr ederse; bilsin ki doğrusu Allah, âlemlerden müstağni’dir.” (Ali İmran 3/97) emrini yerine getirmek, onun etrafında istenildiği gibi tavaf etmek, namaz kılmak ve bunların tümünü Allah’ın rızasını kazanmak, O’nu razı etmek ve emrine uymak için yapılır. Tüm temennimiz O’na hamd etmek, şükretmek, Sadece O’na ibadet edip sadece O’ndan yardım istemek, kulluğumuzu sadece O’na arz etmek içindir.
Allah’a yönelmede, tüm aracılardan uzaklaşarak, O’nu kendimize her şeyden daha yakın bilmektir. Çünkü kul Rabbine yönelince Rabbi de ona yönelmektedir. Arada hiçbir engel ve mesafe yoktur:
“Kullarım sana Beni sorarlarsa, bilsinler ki Ben, şüphesiz onlara yakınım. Benden isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlar da davetimi kabul edip Bana inansınlar ki doğru yolda yürüyenlerden olsunlar.” (Bakara 2/186)
Bu nedenle Allah’a yaklaşmak için vesile aramak (Maide 5/35) ancak O’nun bize göstermiş olduğu ibadet yolarının tümüne, yürekten sarılmak ile mümkün olacaktır. Buna inanıp dayanan, samimiyetle gönül verenler için O, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır!..


