GenelYazarlardanYazılar

Biz Müslümanlar, Aklımızı Çalıştırıp Depremden İbret Alabildik Mi ?

Milletimizin başına gelen deprem felaketinde ölenlere Allah cc rahmet,  yakınlarına baş sağlığı, yaralılara rabbimizden inşallah şifa niyaz ediyorum. Ben de bu duruma Kuran penceresinden bakarak izah etmeye çalışacağım. İnternet sayfalarında bir gezindim,  geçmişte olan depremlerin yıkımları dünyanın nerelerinde olmuş ,bu ülkelerdeki müslüman veya gayri müslüm düşünürler , dünyevi ve uhrevi yer gök kanunları dahil neler söylemişler . Ben isimlere takılmadan ,  bin sekizyüz senelerinin başlarından beri olan şiddetli hatta şiddeti dokuza varan depremlerden bahsetmişler . Kendilerine göre bazıları , yani müslüman tarafı Allah’ın hikmeti bir kadere bağlayarak bir sebebi vardır a  bağlamışlar , ötekiler sebeplerini daha çok tabiat kanunlarına bağlasalarda onlarda kendi inanç ve mantıklarına göre bir sebebi olduğu kanısınıda taşıyordular.

Ben acaba depremler neden oluyorun üzerinde durmak istiyorum.Bunun için Kuran’ı  Kerim’in Hud süresinden yapacağım ayetlerle açıklamaya çalışaca- ğım. Şu ayetle konuma başlamak istiyorum;

(Bu kitap , hakim ve haberdar olan Allah tarafından, Allah ‘tan başkasına kulluk etmeyesiniz,  diye ayetleri kesin kılınmış sonrada uzun uzadıya açıklanmış bir kitaptır.  Hud.su.ay. 1/2 )

Pekiii,  biz Müslümanlar kulluk ederken uyduğumuz yol yordam , ölçülerimiz nasıl kanımca elbette bu ayette söylenenleri anlıyoruz, bu ayetlerde neyi eksik bulabiliyoruz. Bakalım Allah cc yarattığı insanoğluna hele biz Müslümanları nasıl ikaz ediyor.

(Biz insana (müslümanlara)  And olsun ki nimetimizi tattırırız sonra onu ondan çekip alırsak , o şüphesiz umutsuz bir nanköre döner.Hud.su.ay. 9)

Mülkün sahibi veriyor , sonra da alabiliyor da devamında (Başına sıkıntıdan sonra ona bir nimet tartırsak musibetler başından gitti diye o şımarıp böbürlenen biridir. Hud.su.ay. 10 )

İşte böyle olan insan müslümanlar nasıl görüyor , nasıl anlıyorlar ,nasıl yaşıyorlar, bizi yaradan Allah cc müslümanlar olarak anlatılan ve uyulması yaşam sistemi olması gereken bir kitap gönderdi.Bu yaşam sisteminin haramlarını,helâllerini, günahlarını,tek tek eksiksiz anlatmış.Buna göre Hak, adalet , ölçü, tartı, ahlak, terbiye, edep, ana baba hakkı, kardeş,komşu, iş, işçi, su, orman, yol, çeşme hakları, kısacası insanoğlunun yararına olacak herşeye uyup uygulamak görevi verilmiş , bunun için de iki yolu iradeye teslim ederek ya cennet ya cehennem  sonucuda açık açık açıklanmış,cennetin nimetleri ,cehennemin azaplarıda bildirilmiş, bunların hem bu dünyada hem de öteki ahiret hayatında bedellerinin var olduğunu da bildirmiş.

Şimdi neden deprem olabiliyora cevap arayalım . Bize ışık tutacak Hud supresi , biz iman etmiş müslümanlara,  peygamberimize hitaben bizlere neler haber  veriyor. Geçmiş kavimlerden başlayarak HUD, AD, SEMUD, SALİH, İBRAHİM, LUT, ŞUAYİB gibi kavimlerinin başlarına gelen yerin dibine ibret verici olaylar nasıl yaşamışlar, neler yapmışlar da Allah cc onları yerin dibine gecirmiş.

Bunu bir kaç ayetle uyarı bakımından izaha çalışacağım.

(Şuayib ey milletim Allah’a kulluk edin ,ondan başka tanrınız yoktur ,ölçüyü tartıyı eksik tutmayın ,doğrusu ben sizi bolluk içinde görüyorum ve hakkınız da kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.Hud.su.ay. 84)

Yani demek istenen ,anlamamız gereken bolluk içindeyken ölçüyü tartıyı yanlış yaparsanız, başınıza bir felâket ,bir azab gelebilir.

Buraya İbrahim AS ‘a gelen iki meleğin geliş sebebini anlatan ayetini de koyarak meselemizi daha iyi açıklamış olalım.

(Andolsun ki , elçilerimiz müjde ile İbrahim’e geldiler,  “selâm sana “dediler, size de “selâm (dendi) “,hemen kızartılmış buzağı getirildi, elçilerin ona ellerini uzatmadıkları görülünce, İbrahim beğenmedi , içine korku düştü, onlar elçiler,  korkma! ”  biz Lut milletine gönderildik ” dediler. Bu arada ayakta duran İbrahim’in karısına İsak’ı ardından da Yakub’u müjdelediler. Hanımı ” vay başıma gelenler,ben bir kocakarı ,kocamda ihtiyar olmuşken nasıl doğurabilirim ,doğrusu bu şaşılacak şey ” dedi. Ey evin hanımı Allah’ın rahmeti ,bereketi üzerinize olmuşken nasıl Allah’ın işine şaşarsın, O övülmeye lâyıktır,  yüceler yücesidir.Hud.su. ay. 69/73).

Aynı elçiler,  bu sefer Lut AS ‘a gittiler , rivayetlere göre anlaşılan o ki ,  Lut milleti azmıştı , kadınları kızları bırakıp ,ufak erkek çocuklara musallat oluyordular , bu genç elçiler Lut AS ‘ın evine girdilerini görenler, evin kapısına dayananlara Lut meseleyi anlayınca, (Ey milletim, bunlar benim kızlarım, onlar sizin için daha temizdir (size nikâhlayabilirim) , Allah ‘dan sakının, konuklarımın önünde beni rezil etmeyin ,içinizde aklı başında olanlarınız yokmudur dedi.(Onlar)  And olsun ki,  senin kızlarınla  , bir  işimiz olmadığını biliyorsun, doğrusu ne istediğimizin farkındasın “dediler. Hut.su. ay. 78/79).

(  ” Ey Lut,  biz Rabbinin elçileriyiz ,onlar sana ilişemiyecekler, geceleyin birara ailenle bereber yola çık , karının dışında kimse kalmasın ,doğrusu onların başına gelen, onun da başına gelecektir, vadeleri gün doğana kadardır, gün doğması yakın değil mi “dediler.Hud.su. ay. 81)

(Buyruğumuz gelince,  oranın altını üstüne getirdik ,üzerine Rabbinin katından işaretli olarak yığın yığın taşlar yağdırdık ,bunlar hiçbir zaman zalimlerden uzak kalmayacaktır. Hud. su.ay.82/83)

Bu açıklamalarla şunu anlatmaya çalışıyorum.Yaradan Allah cc,  yeri, göğü denizin diplerini,  aklımıza gelen gelmeyen her türlü nimeti insan oğlunun hizmetine sunuyor , peygamberlerle vahiy yoluyla, kitapla A’sından Z’sine kadar yaşam sistemi emrediyor ve ekliyor , yerin ,göğün ,denizlerin mülkü benimdir , bana aittir , ol derim yaratırım, veririm ,alırım ,çoğaltırım ,azaltırım. Gönderdiğim Peygamberler vasıtasıyla kitaplara uyup uygulayacaksınız.

Şimdi bu elimizdeki Kuran’ı Kerim’e baktığımızda ruhlar galubelâda Allah cc söz vermişler , insan yaratılıp insana uflenilen ruhların çok azı müstesna sözlerinden vazgeçip , cayıp nankörleştiler . Yarattığı insanı en iyi bilen Allah cc kullarını da uyararak haber veriyor , o insanlar ister insansın ister inanmasın Allah cc sisteminin ölçülerine uymadıkları zaman ,onları yerin dibine geçireceğini ,bunu defalarca da yaptığını bildiriyor. Bunu bazen depremlerle, bazen sel felâketleri ,bazen rüzgar, fırtına ,seller ,heyelanlar, hortumlarla bizlere düşünelim ,aklımızı çalıştıralım ,ibret alalım diye göstermekle , tattırmaktadır.

Biz insanların, müslümanların bu dünyada elbette yaşama hakları vardır,  amma bu insanların ,hele müslümanların nefislerinin istediği doğrultuda olursa , bunun da bu dünyada elbette ki, bir bedeli olacaktır , yukarıdaki ayetleri hatırlayacak olursak.Bizler Kuran’ın  deyimiyle öyle başıboş yaşayacağımızı mı zannediyoruz , ayete bir kulak verelim.

(Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman ,Mümin erkekler ve Mümin kadınlar,  o işte kendi isteklerine göre seçme (yaşama) hakları yoktur,

Kim (kimler)Allah’a ve Resulüne isyan ederse (buyruklara)uymazsa, gerçekte onlar apaçık bir sapıklığa sapmıştırlar.Ahzab.su.ay. 36)

Demek oluyor ki biz Müslümanlar , Allah cc ve Resulünün emirlerine uymadığımız zaman sapıtmış da oluyoruz , musibetlerde kendi işlediklerimizden dolayı hâk etmiş oluyoruz.Allah cc emirlerini hafife alıp erteliyoruz,  halbuki herşeye kadir olan Allah cc , onun bunun söylemleriyle değil, kendi kuvveti kudretini ortaya koyuyor, kimsenin şu şöyle olmuşta , bu böyle olmuş , uydurma yalanları kökünden söküp atıyor. (O ‘nun bilgisi dışında dalından bir yaprak bile düşmez , O yerin karanlıkları içindeki bir tek taneyi yaş ve kuru ne varsa herşeyi bilir. Enam.su.ay.59)

( Her canlı ölümü tadacaktır , bir  imtihan olarak size iyilik ve kötülük veririz, sonunda bize dönersiniz. Enbiya.su.ay.35 )

Buraya bir nokta koyarak bir iki şeye de değinmek istiyorum .Bu büyük depremde enkazların altından kurtulanlar olunca ,kurtaranlarda ,kurtulanlarda ,kurtulmalarını bekleyen yakınları da sevinçten ” Allah’u Ekber” diye bağrışları  birilerini ne kadar rahatsız etmesine şahit olmak , ne insanlığın ne müslümanlığın kabul edilebileceği birşey olmadığını ifade etmek isterim ve o gibilerini de Allah cc ‘ye havale ediyorum.

Birbaşka şey , ağızları ağıza benzemeyenlerin,  ağızlarında dolaşıyor efendim. Amerika’nın gemisi gelmiş, göğe ışık tutmuş, yere yansıtmış deprem ondan olmuştur . Bu şeytani kafalar haşa Allah cc kudretini kuvvetini ortadan kaldırıp , insanoğlunu Amerika’nın büyük olduğunu ortaya koyma Allah’ı unutturma gayretleridir . Geçmişte yerindibine  batmaları da Amerika mı, Firavun mu, Nemrut mu yaptı? Dünyada Allah cc emri ilmi ilâvesiyle olduğu inancı olmayanların, Allah cc elbette cevaplarını cezalarını verecektir İnşallah.

Bir başka hususada değinmek istiyorum , bazılarıda dillerine belesenk ediyorlar , bu depremde tabiki suçlu olanlar vardır , çocukların suçu günahı ne  sözlerimin arasında ne demiştim,  verende alanda Allah cc , yukarıda ayeti vermiştim bir daha tekrarlayayım.

(Her canlı ölümü tadacaktır , bir imtihan olarak size iyilik ve kötülük veririz sonunda bize dönersiniz.Enbiya.su.ay.35)

(Mallarınız, çocuklarınız aslında bir sınama olduğunu ,en büyük ecirin Allah  katında bulunduğunu bilin.Enfal.su.ay.28)

(Muhakkak ki sizi biraz korku, biraz açlık ve mallarınızdan, ürünlerinizden biraz eksiltmekle deneriz , sabredenlere müjdele. Bakara.su.ay.155)

Bütün bunlardan şunu açık açık anlamalıyız, bütün bunlar haber verilmişdir , alanda verende kimsenin ahına vahına bakmadan Allah’ın ilâhi takdiriyledir. Allah cc asla hiçkimseye zülüm kastiyle zarar vermez sonuçlar.

(Başınıza gelen herhangi bir müsübet kendi ellerinizle (iradenizle) yaptığınız işler yüzündendir . O yine çoğunu affeder.Şura.su.ay.30)

Evet şimdi niye deprem gibi afetler oluyor sonucuna gelelim.

(Aklını çalıştırmayanların üstüne pislik yağar (yani belâ yağar) Yunus.ay.100)

Bizler , Kuran’a inananlar,  diline göre okuyup,   şunu anlamalıyız artık tekrar tekrar anlamalıyız , kitabımızı hayatımıza uydurup yaşamadığımızdan  müsübetleri hâk ettiğimizden Allah cc bilir ya , başımıza daha çok felâketler gelebilecektir.

Şimdi Allah aşkına bugün müslüman dediğimiz ülkeleri bir kenera koyalım. Günümüz Türkiyemiz ‘de yüzde doksan dokuzu müslüman olanların yaşamlarına bir bakalım, Allah cc yasakladığı hemen hemen alenileştirerek işleniyor. Şimdi sayalım içki,kumar,faiz, zina, cinayet,hırsızlık, haksızlık, adaletsizlik, hâk yemek, işçi hakkı,fakir hakkı,yol, su, çeşme hakkı, kadın satmak,organ kaçakçılığı,işe hile karıştırmak, yaptığı inşaatın malzemesinden çalmak,eksik demir çimento koymak, daha sayamadığım akla gelen bir çok şeyi müslümanım diyenler, bu ülkede utanmadan , arlanmadan, sıkılmadan insanların gözlerinin içine baka baka işlenmektedir ve bunlar artık ayyuka çıktı .

Son olarak buraya bir parantez açmak istiyorum.Allah cc bizim için din olarak İslâmi seçti , yaşam ölçüsünü de koydu , insanı da kendi yaratırken beğendi,  şekil verdi , bildiğimiz gibi siyah ,beyaz,  sarışın, boy farkı, göz rengi ,burun,  dudak vesaire.Son zamanlarda görüyoruz ki Allah cc verdiği bu bedeni bu güzelliği beğenmeyenler, gayrı müslimlerin icat ettikleri sözüm ona , güzellik salonlarında açılarak saçılarak,  Allah cc uygun görüp tamamladım dediği vücutlarının muhtelif yerlerini , Allah cc ‘a isyan edercesine,  bizden yana,  haşa ey Allah  sen beceremedin, bak ben istediğim gibi yapıyorum,  kendimizi de dünyaya tehşir ediyoruz ,  bunu sözle söylemeleri gerekmiyor ,hal hareket, söylem eylemle ortaya koyuyorlar,  biz inanıp iman edenlerin akıllarıyla dalga geçmesinler.

Türkiye müslümanları , saydığım bu olumsuzluklar herkesi bağlamaz ama çoğunluk bu minvalde yaşıyor. Eee bunun da bir bedeli elbette olacaktır diye düşünüyorum.

Ben bu yazımla şunu izah etmeye çalıştım,  geçmişi hatırlatarak bugünü karşılaştırarak , geçmiş alemlerde nasıl yaşam ölçü bozulup yerin dibine geçmeler olduysa bugün de sünnetullah gereği olabileceğine inanıyorum.

İnşallah bu deprem gibi afetlerden aklımızı çalıştırıp başımıza alıp imanımızı kontrol edip Allah cc istediği yaşamımızı düzeltiriz.

Bugün şunu açık açık görmüş bulunuyoruz, maddiyatı dünyalığı düşünüp fakirin hakkını yiyen ,kasasına zam doldurma derdine düşünler tabii olarak birçoklarının enkaz altında kalmış , üstüne titredikleri dünyalıklarını  kaybettiler , canlı kalanlar da herşeylerini kaybetmiş olarak tepeden baktıkları fakirle aynı sıraya girmişler , verilen bir  tabak çorbaya el uzatıyorlar, halbuki bu gibiler savaş yüzünden ,can korkusundan yerlerinden kaçmak zorunda kalan Suriyelileri dillerine dolayanlar da ne hale gelmişler, şimdi kurtulanlar Suriyelilerle aynı sırada olduklarını umarım idrak ederler. Hem onlara hem de onları bu kuyrukla da görenlere de ibret olsun diyorum.

Asrın felâketlerini görüp, imanlarına, ibadetlerine sarılanlara SELÂM olsun

 

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir