GenelYazarlardanYazılar

Hukuk Siyasetin Fahişesidir-(Gündeme Dair)

Mevcut iktidar döneminde ülkemiz adına karşılaştığımız bir çok sorun ve eksiklik olmakla beraber kanımca en çok sivrilen konuların başında süregelen hukuksuzluklar yer alıyor. Bir çok konuda adaleti sağlamak noktasında sınıfta kalan iktidar, olabilecek hemen her kuruma kendilerinden olanı yerleştirmekten imtina etmiyor. Hoş, bu durum taşrada ya da genelde iktidara gelen her partinin bir ayıbı olmayı sürdürüyor. Seçim arefesinde hak-hukuk söylemleri arşa ulaşsa da seçimlerin ardından iktidarlarını sağlama almak adına kolları sıvıyorlar. Liyakati dillendiriyorlar fakat kendi yakınlarını, dostlarını pervasızca önemli pozisyonlara yerleştiriyorlar. Bir önceki dönemde çalışan işçiler ise ya başka bir birimlere kanalize ediliyor ya da işten çıkartılıyor. Sorsanız hepsi Hakk’ın, haklının yanında; konuştursanız hepsi dürüstlük âbidesi fakat gelin görün ki sözde liyâkat ama özde sadakat…

Dilan-Engin Polat

Takriben 3-5 ay önce Dilan ve Engin Polat çiftinin vergi kaçırmak, kara para aklamak gibi suçlardan dolayı büyük cezalarla yargılandığı bir süreci yaşadık. Tutuklanmalarının ardından da son derece anlamsız bulmama rağmen gündemin merkezinde bulunmaya devam ettiler. Bir güzellik salonu zinciri sahiplerinin Türkiye’nin gündeminde bu derece yer edinebilmesi son derece düşündürücü olmakla beraber, güçlerini kimden, hangi siyasi(ler)den aldıkları konusundaki sorular da hala cevabını bekliyor. Burası Türkiye tabii, devlette bir dayın varsa her yol mübah. Güzellik salonu zincirleri bulunun bir çiftin sözünü ettiğimiz iddialarla yargınlanmasından birkaç ay sonra tahliye edilmesi, devlet kademelerinden önemli isimlerle bağlantılarının olduğu şüphesini doğurmuyor mu? Hükümet aleyhine söylemleri ile dikkat çeken ve içeriden dışarıdan güçlü bir istihbarat ağının olduğuna inandığım Ümit Özdağ’ın, Dilan ve Engin Polat hakkında sosyal medya hesabı üzerinden yapmış olduğu; “Nasıl çıktığınızı biliyorum ama ne yazık ki bunu söyleyemem.” ifadeleri söylediklerimizi destekler nitelikte. Bu yaşananlar ve dünden bugüne yaşadığımız benzer durumlar Lenin’e atfedilen şu sözü akıllara getiriyor: Hukuk, siyasetin fahişesidir.”

Dünya’dan Bir Narin Daha Göçtü

Türkiye geçtiğimiz ay Diyarbakır’ın Tavşanlı isimli bir köyünde yaşayan Narin isimli küçük bir kız çocuğunun kaybolmasını konuşuyordu. Devletin tüm imkanlarının seferber edildiği arama çalışmalarından uzun süre sonuç alınamayınca herkes malûm sonu düşünmeye başladı. Çok geçmeden gözaltına alınanlardan birisi itirafçı oldu ve Narin’in amcası tarafından kendisine teklif edilen  iki yüz bin TL karşılığında bir battaniyeye sarılı halde bulunan küçük kızın cesedini dere kenarına bıraktığını söyledi. İşin tuhaf tarafı ise itirafçının verdiği bilgiden sonra dere kenarına giden ekiplerin yanında ne Narin’in annesi ne de babası vardı. Aynı şekilde anne ve babasının Narin’in cenazesine gelmelerine de izin verilmedi. Bu olay birkaç yıl evvel Ağrı’da yaşanan  hadiseyi hatırlattı. O zaman da Leyla isimli beş yaşında bir kız amcası tarafından katledilmişti. Bu ve buna benzer olaylar gösteriyor ki cezanın caydırıcılığının olmadığı yerde canilerin duracağı da durdurulacağı da yok. Kim haksız yere bir kimseyi öldürürse bunu canıyla ödemeli. Kitap ortada ve diyor ki: “Ey derin akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır.“ Bakara Sûresi/179📖

Saygı, sevgi ve hürmetlerimle…

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir