GenelOkuyucu Yazıları

İslamın Güncellenmesi-4

Şaban Tekin/Elazığ

‘’Din milliyetçiliği ile  karşı karşıyayız’’ M.B.

Tahrif edilen dinlerde insanların oluşturduğu pagan dinlerde milliyetçilik, fanatizm, nefer oluşturma rijitliği çok fazladır.  Yahudilerin seçkin toplum anlayışı bulunmakta, bu kapsamın dışında bulunan insanların kendileri için köle olarak yaratıldığını belirtmekte ve inanmaktalar. Hristiyanlar Hz İsa’nın çarmıha gerilip işkence görmesi ve ölmesi kendi havarilerinin, kendisine inanan bütün Hristiyanlar için bedel ödediği için bu dine intisap edenlerin tamamının masum ve kurtulmuş olduğuna inanılmakta. Tasavvufta geçmişten günümüze günümüzden geleceğe yapay kutsallar gaybi konular kapsamında olan bir çok konuda, çok bonkörce  geleceğe yönelik bir dayanağı olmadan ölçüsüzce sözler söylenmiş bonkörce vaatlerde  bulunmuş. Haşa Allah’tan daha merhametliler, daha adaletliler  Allah’ın elinden insanları kurtarmaktalar.

Dine karşı bir çok yapay din oluşturulmuş, yapay olan yapının metaforundan din anlaşılmaya çalışılırsa sağlam olmayan zeminde yanlış  anlamalara, tutarsız sonuçlara ulaşılır. İslam dininde  farklı olana ,farklı inanıp yaşayana baskı yapılmaz, hayat hakkı ortadan kaldırılmaz, hayat ortamı sağlanır. ‘’Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış, birbirinden ayrılmıştır: O halde, şeytani güçlere ve düzenlere (uymayı) reddedenler ve Allah’a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam mesnede tutunmuşlardır: Zira Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir.’’2/256       Medine sözleşmesinde müslümanlar, yahudiler, hristiyanlar birlikte herkes kendi dinini özgürce yaşamışlar.

‘’Ey insanlar! Bakın, Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O’na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır. ‘’49/13    Halis dinin ne olduğunu bilmeden siyasi erk, kültürel etkiler, fırkalaşmalar ,bölünüp parçalanmalar ile birlikte farklı olana tahammülün kalkması, fanatik yapıların rijit söylem ve eylemleri, muamelatla olanlar üzerinden halis dinide itham  etmek, gerçekte halis dinin ne olduğunu bilmemek yada kastının gereği olarak topyekün din karşıtlığına malzeme oluşturmak için toptancı bir mantıkla işin kolayına kaçarak günah keçisi ilan etmektir.

Totalde oluşturduğu anlam dünyası bazı vakalar üzerinden ,yapay kutsallardan edindiği argümanlarla bütün dinleri  devre dışı bırakmanın  mantıksal zeminini oluşturma çabasıdır.

‘’Deizm İslamın kabuk bağlamamış halidir, fıtri ve sağlıklı  olan orijinal dindir. ’’ M.B.

Deizm hakikat diye sunulmakta, hakikat diye iddia edilmekte. Kimin belirlediği ölçü? İç bütünlüğün de ne  var? Allah katında geçerli olmasının garantisi ne?

Deizmin tevhit anlayışı nedir? siyasal, sosyal iktisadi yapıda ilkeleri nelerdir ?Hayattaki reel karşılığı nedir? Deizmin evveliyatına baktığımızda skolastik dönemde kilisenin ayrıcalıklı din baronları ile krallığın ortak tezgâhına aykırı duranları engizisyon ile kıyımdan geçirmek ,pasifize etme  olaylarına karşı halktan bazı kesimin kiliseye karşı tavır koymasıdır. Deizm  dinin siyasi, iktisadi, sosyal alanda  din bezirganlarının eliyle istismar edilmesine karşı batıda oluşan vicdani bir tepkidir. Batıda tahrif edilen din ve uygulamalarına karşı sergilenen oluşumu bütün dinlere yaymak , özellikle İslam dinini bu kapsama almak vicdansızlık, izansızlıktır kastı mahsusanın bir sonucudur. Deizm de ölçü nedir, nasıl oluşmakta denildiğinde  ortak vicdan kimin, kimlerin ortak vicdanı …vb nasıl oluşmakta sonuçta ortak o konsensus nasıl belirlenmekte? Kimlerin aklı ,kimin vicdanı milyonlarca ölçü oluşmakta ortak bir ölçünün olmama olasılığı daha yüksek oranda her kafadan  farklı bir frekansta  bin bir çeşit akıl ve vicdan terennümleri oluşur. Sonuçta hakikatten küçük kırıntılar etrafında fırtınalar kopararak  yeni bir din yada din üstü zanlardan beslenen ütopik inanç paradigması olur. Deizm bütün dinleri reddediyor, İslamın özünün de deizm olduğunu belirtiyor. İslamın özü tastamam kendisidir, yani halis din olan İslamın kendisidir. İslam’ı farklı söylemler ve nitelemelerle başka yere çekmek onu başka formlar da, ambalajlar da sunarak adlandırmak safdilliktir, tutarsızlıktır, aldatmacadır. Deizm İslamın içinden belli unsurları  baz alması fıtrat, vicdan üzerinden giderek dinin kendisi olmaz, küçük bir unsura tutunarak aslolanın bütününe malik olacağını iddia etmek tutarsızlıktır. Fıtrat ve vicdanın bir araya  gelip oluşturduğu sistematik, kurallar yükününde ne bulunmakta ölçü nedir? ölçünün mutlak sahibi kimdir? Ölçünün geçerliliği neye ,kime göredir? İddia edilen ölçünün kabul edileceğinin garantisi nedir? Ölçü insan olur, ölçüyü insanın zanları, kuruntuları belirlerse bunun Allah katında hiçbir geçerliliği yoktur. İnsanlar şahısları, olayları, sembolleri, ritüelleri kutsallaştırarak bir çok din oluşturmuşlar. İnsanların zanlarıyla oluşturduklarının din diye Allah katında hiçbir kıymeti harbiyesinin  olmayacağı ayetlerle belirtilmektedir.

‘’ Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece “zann”a uyarlar ve saçmalarlar.’’6/116

‘’Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını bilir.’’10/36

‘’Hem müşrikler dediler ki: “Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak geçen zaman yokluğa sürükler. Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece böyle zannederler.’’45/24

‘’Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.’’53/28

İyiliğin ölçüsünü, kötülüğün sınırlarını dinin tamamını Allah belirler. Onun ölçüsü kabul edilmeden, Onun kuralları baz alınmadan yaşanırsa ölçüsüzlük olur, ilahi ölçüye rağmen fesat ve ifsat kapsamında bir hayat yaşanmış olur. Hiç bir şekilde Onun nazarında kıymeti harbiyesi olmaz, kişi için hüsran olur. Bir dinin, inancın merkezinde mutlak güç ve kudret sahibi olan Allah olmazsa, Onun  belirlediği kurallar bütünü yoksa o din, din değildir, onun hiçbir geçerliliği de yoktur. Dinin, inancın sınırlarını vicdan, akıl belirlerse temel taşların mimarı insan olur, o dinin tanrısını kendi elleriyle yontukları görünmez putlardan olan insan oluşturur.

İç bütünlüğünde ne olduğunun sistematik bir yapısı yok, kişilerin vicdana dayanan  ortak iyinin olması, yapılması  çok uçlara savrulmuş polyanacı iyi niyet temennisi realitede sittin sene sistematik olarak toplumsal karşılığı olma ihtimali olmayan iyi niyetle bina edilmeye çalışılan örümcek ağından insana ev yapmak gibi bir şeydir.  Kötülüğe karşı bireysel, toplumsal tepkinin aktif, pasif bir karşılığı var, fakat insani bazı argümanların toplamından bir din, bir inanç oluşturmak  çöldeki serabın insanlık için nasıl bir kurtuluş karşılığı olabilir, indi İlahide karşılığı nedir? ne olacak? Hiçbir karşılığı olmayan ataların zanları ,emanileri, kuruntularından  başka bir şey değil ,olsa olsa modern çağın polyanacı zanları olur, zannın tamamı da  kişi için hüsrandır.

‘’Bugün İslamın kurumsal olarak kabuk kısmı çürümüştür, çöküyor, çökecektir. Dolayısıyla insanlar fıtrata, Allaha ,  doğaya dönüyorlar bu tevhittir’’ M.B.

Hakikate davet yok, hakikati anlama çabası yok; topyekün cımbızlama üzerinden belli kavramlar kullanılarak deizmin işaret taşları döşenmekte. Hakikatten bazı tevhidi kavramların olması onu hakikat kılmadığı gibi söylediklerini de doğru kılmaz. Hakikati ardalayıp dinin etrafında oluşturulan yapay kutsallar ,yapılmış olan ve yapılanlar üzerinden topyekün hakikati tahrif edip onun unsurları kullanılarak yeni bir hakikat iddia etmek tam bir şark kurnazlığıdır. Dini uydurulan kaynaklardan değil, indirilen kaynaktan öğrenmemiz gerekir; yoksa zokayı hakikat diye yuttururlar.

‘’Din nasihattir gerisi aşağı yukarı hikayedir’’ M.B.

Dini pasifize etme metodolojisi devam etmekte, dinden olan birkaç unsur üzerinden dinin tamamını diskalifiye etme çabası. Yapılan  dini bilmeden hariçten gazel okumaktır; yada  dini bilip sıradanlaştırmak, itibarsızlaştırmak için yapılan çarpıtmalardır. Dine karşı özellikle İslami belli unsurları kendi mantalitesine payanda yaparak  dinin bütünlüğünü darman duman etmek ölçüsüz olarak tahrip, tahrif bombardımanına tutmaktadır.

Din ilahi ölçü doğrultusunda peygamberin örnekliğinde şahsiyetli müslümanlar, toplumlar oluşturma  projesidir.  İnsan olmanın kuralları ,birlikte yaşayabilme, ötekine  saygı ve sevginin sınırları, siyasi hayat, sosyal hayat, tevhit, adalet, eşitlik, ehliyet ve liyakat, merhamet ve infak anlayışı, ubudiyet…vb ilahi ölçüler nasihat ve hikaye kapsamına indirilerek olgular üzerinden müslüman zihni, anlayışı ifsat edilmekte.

‘’Aslında uydurulmamış olan din yok. Bende eskiden hakiki bir İslamın  olduğunu, İslam bu değil, kendimi teselli eden  insanlardan biriydim ve sonunda şunu anladım; aslında hakiki bir İslam yok’’ M.B.

Deizmi İslami bazı unsurlar baz alınarak en iyi, en sade , en hakiki yaşanacağını iddia  ederken sonuçta gerçek maksadını  açığa vurdu. İslami bazı unsurlar üzerinden mantalitesini dile getirmeye çalışırken aslında bu unsurlar gerçek varlıklarının ,varoluşlarının paravanıymış; özünde topyekün bütün dinleri aynı kapsama koyarak bütün dinlerin uydurulmuş olduğunu iddia etmekte.

Deizm dinleri, İslam’ı yok sayarak inançsızlığına kılıf uydurmak için dinlerin ortak unsurları olan fıtrat, vicdan mefhumlarıyla  kişilerin zihinlerini vaftiz ederek yapay bir sistematikle kendini pazarlama çabasıdır. Deizm  bir inanç değil, zanların totalinden oluşan bir inançsızlıktır.

Kaynak:ruşencakır.com da İslamın güncellenmesi  Mücahit BİLİCİ

Daha Fazla

İktibas Çizgisi

İktibas Çizgisi Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı