Genel

Narsisistik kişilikler üzerine

Nurşen Yılmaz-Dünya Bizim

Her şeyi en iyi o bilir! Her konuda fikir yürütebilir ve her konuda en ehil odur. Diğerleri ona hayran olsun ister ve bunun için elinden geleni yapar. Özel ilgiyi hak eder çünkü en yakışıklı, en güzel, en zeki odur. Bu sebeplerden dolayı eleştirilemez ve sürekli beğeniye mazhar olur. Şimdi bu “olağanüstü” insanları birlikte tanımaya çalışalım.

Mitolojik bir hikâyenin başkahramanı olan Narcissus, tam da böyle biridir. Konumuz olan narsisistik kişilik bozukluğu, adını Narcissus’dan alır. Bu mitolojik hikâyeye göre bir dağ perisi olan Echo, çok kibirli ve kendini beğenmiş bu Narcissus’a âşık olur. Fakat Narcissus, Echo’nun bu aşkına karşılık vermez. Bu duruma çok üzülen Echo, kara sevdaya tutularak ölür. Öldükten sonra peri kızının kemikleri kayalara, sesi de yankılara dönüşür. Olimpos Dağı’ndaki tanrılar bu duruma çok kızıp Narcissus’a bir ceza verirler. Bu ceza, başka birini sevmeyenin kendisini sevmesi şeklindedir. Birgün Narcissus nehir kenarına gelerek su içmek amacıyla eğilir ve sudaki yansımasını görünce âdeta büyülenip kendisine âşık olur. Böylece kendisine olan hayranlığından dolayı hiçbir şey yiyip içemeyen Narcissus, gün geçtikçe erir ve ömrü nehirdeki yansımasını izleyerek tükenir, gider.

Kendini olduğundan daha abartılı görmenin ön planda olduğu bir kişilik örgütlenmesi olan narsisistik kişilik bozukluğu, genel çerçevede kişilik bozuklukları başlığı altında yer alan bir türdür. Kişilik bozuklukları, ruhsal bozuklukların tanısında kullanılan el kitabı DSM-5’e göre kişinin yaşadığı kültürün beklentilerinden belirgin olarak sapan, süregiden bir içsel yaşantı ve davranış örüntüsüdür. Kişilik bozuklukları, A kümesi (Paranoid, Şizoid, Şizotipal), B kümesi (Antisosyal, Borderline, Narsisistik, Histriyonik) ve C kümesi (Çekingen, Bağımlı, Obsesif-Kompulsif) olarak üç kategoriye ayrılır. Narsisistik Kişilik Bozukluğu, B kümesi içerisinde yer alır.

Narsistik kişilik bozukluğu nedir?

Narsisistik kişilik bozukluğu, bireyde üstünlük duygusu, beğenilme ihtiyacı, kıskançlık ve olağanüstü olduğu düşüncesinin egemen olduğu bir bozukluk türüdür. Narsistik birey, kendisinin herkesten daha fazla ilgiyi hak ettiğini düşünmektedir.

Narsisistik kişilik bozukluğunun etiyolojisinde1 küçük yaşlarda çocuğun anne ile eşduyum (empati) yapamaması, annesini yitirmesi ya da anne tarafından reddedilmiş olması önemli bir etkendir. Ayrıca bilişsel yaklaşıma göre bireylerin bir kısmı çocukluk döneminde aileleri tarafından gördükleri aşırı ilgi ve hoşgörü neticesinde kendilik değerlerine dair gerçekçi olmayan inanışlar geliştirmişlerdir. Narsisizmin gelişmesinde çocukluk döneminden itibaren yukarıda zikredilmiş psikolojik etkenlerin yanı sıra biyolojik ve sosyal faktörlerin de rolü olduğu düşünülmektedir.

Yapılan araştırmalarda bu kişilik bozukluğunun toplum içerisinde görülme sıklığı %1 olarak tespit edilmiştir. Klinik ortamda görülme sıklığı ise %2 ila %16 arasında değişmektedir. Erkeklerde daha sık görülen bir rahatsızlık olduğunu gösteren araştırmalar da literatürde mevcuttur.

DSM-5’e göre narsistik kişilik bozukluğu tanısının konulabilmesi için aşağıdaki 9 kriterden en az 5 tanesinin karşılanıyor olması ve büyüklenme, beğenilme gereksinimi ve eşduyum yapamama ile giden yaygın bir örüntüdür:

1. Büyüklenir, başarılarını ve yeteneklerini abartır.

2. Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ya da yüce bir sevgi düşlemleriyle uğraşır.

3. Özel ve eşi benzeri olmayan biri olduğuna ve ancak özel ve üstün kişilerle anlaşabileceğine inanır.

4. Çok beğenilmek ister.

5. Hak ettiği duygusu içindedir.

6. Kendi çıkarı için başkalarını kullanır.

7. Eşduyum yapamaz, başkalarının duygularını ve gereksinimlerini anlamak istemez.

8. Sıklıkla başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.

9. Başkalarına saygısız davranır, kendini beğenmiş tutumlar sergiler.2

Narsistik birey nasıl gözükür?

Narsisistik kişilik bozukluğuna sahip bireyler, kendilerine ait düşünceler ile aşırı meşgul olmanın yanında yoğun şekilde güç ve başarıyı arzulamaktadırlar. Diğerlerinin ihtiyaçlarını düşünmezler ya da göz ardı ederler. Kendi çıkarları için başkalarını kullanabilirler, fazlasıyla talepkâr ve emredici olabilirler. Eleştiriye karşı toleransları çok düşüktür. En ufak eleştiride öfkelenebilir ve savunmaya geçebilirler. Kibir, uzaklık ve soğukluk, narsisistik yaralanmalara karşı bir savunma olarak sık görülen bir durumdur. Diğerlerine karşı kıskançlık ya da haset duyabilirler.

Öte yandan Prof. Dr. Doğan Şahin’e göre narsistik bireyler kendilerini çok fazla seven ya da kendine güvenen bireyler olarak görünseler de aslında gerçek durum tam tersidir.3 Narsisistik bir şey yapmaksızın kendilerini sevemezler ve kendilerine saygı duyamazlar. Bunları telafi ederek kendilerine olan sevgi ve saygılarını açığa çıkarmak için durmadan bir şeyler yapma ihtiyacı hissederler. Örneğin, kendilerini övmeleri ya da büyük başarılara sahip biri olarak çeşitli hayaller kurmaları, şahıslarına ve çevrelerine aslında değersiz olmadıklarını kanıtlama ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Ayrıca Şahin, ilk randevusuna gelen bir hastasının kapıdan girer girmez: “İki tane Porsche arabam var.” dediğinden bahsetmiştir. Başka bir hastasının ise: “Çalışmıyorum ama yazar olacağım. Nobel alacağım.” dediğini belirtmiştir. Dahası, bu konuyla ilgili Erich Fromm’un aktardığı bir fıkra vardır: “Bir yazar, bir arkadaşıyla karşılaşır ve ona uzun uzun kendinden söz eder; daha sonra şöyle der: Şimdiye kadar benden söz ettik. Şimdi de senden söz edelim. Son kitabımı nasıl buldun?”

Tedavi süreci nasıldır?

Narsisistik kişilik bozukluğuna sahip bireyler genellikle terapiye gelmeyi tercih etmezler. Nadiren depresyon ya da yaşamlarındaki stres kaynakları ile başetme sorunları nedeniyle terapiye başvurmaktadırlar. Geldiklerinde problemin nedenini, dış etkenlerden kaynaklanan şeyler ya da diğerlerinin zayıflıkları olarak görürler. Narsisizmin tedavisinde kullanılabilecek bilişsel teknikler, bireylerin kendi yetenekleri ve kendilerine dair algıları ile ilgili daha gerçekçi bir bakış kazanmalarını sağlamaktadır. Bunun yanında bu bireylerin olayları yorumlama şekillerini değiştirerek diğer insanların gereksinimlerine karşı daha hassas olmalarını sağlamaya çalışmaktadır.

Yeni dönem bilişsel davranışçı yaklaşımlardan Şema terapinin de etkili bir tedavi olduğu yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Ayrıca erken dönem narsisizmin psikanaliz yöntemiyle tedavi edilemez olduğu ile ilgili bir inanç vardır. Fakat Kernberg ve Kohut’un çalışmaları ile narsisizm yeni bir boyut kazanmıştır ve tedavide etkin sonuçlar alınabildiği görülmüştür.4


Kaynakça:

1 Neden bilimi (zaman zaman nedenbilim), neden olmanın, nedenselliğin, nedenin incelenmesidir.

2 DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabı, APA (2015)

3 Doğan Şahin, “Narsisistik Kişilik Bozukluğu”, Resmi İnternet Sitesi: drdogansahin.com

4 James F. Masterson, Narsistik ve Borderline Kişilik Bozuklukları Bir Bütüncül Gelişimsel Yaklaşım, Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları

Daha Fazla

İktibas Çizgisi

İktibas Çizgisi Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı