Genel

Kur’an-ı Kerime Göre Şirk Kavramı

TEVHİDİN ZIDDI VE EN BÜYÜK ZULÜM-Rahmi Şafak

İslam inancının temel direği tevhid (Allah’ın birliği) ilkesidir. Bu ilkenin tam zıddında ve en büyük ihlali olarak ise şirk kavramı yer alır. Şirk (Arapça: شرك), sözlükte “ortak koşmak, eş tutmak” anlamına gelirken, dinî terim olarak Allah’a (c.c.) herhangi bir varlığı, kişiyi veya nesneyi ortak koşmak, O’ndan başka ilah olduğuna inanmak ve ona tapmak demektir. Kur’an-ı Kerim’de şirk, imanın en önemli sorunu ve bağışlanmayacak tek büyük günah olarak ele alınır.

Şirkin Tanımı ve Önemi;

Kur’an-ı Kerim, şirki, insanın fıtratına en aykırı davranış olarak niteler. Şirk, yaratıcının sınırsız ve benzersiz kudretini, herhangi bir yaratılmışa atfetmek demektir. Bu, Allah’a ait olan rububiyet (yaratma, rızık verme, yönetme), uluhiyet (ibadet edilme hakkı) ve isimler/sıfatlar konusunda O’na ortak tanımaktır.

Kur’an’da şirk, aynı zamanda “büyük bir zulüm” olarak da tanımlanır. Lokman Sûresi’nde geçen ayet bu durumu açıkça ifade eder:

“Hani Lokmân oğluna öğüt verirken, ‘Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü şirk, elbette büyük bir zulümdür’ demişti.” (Lokman, 31/13)

Zulüm, bir şeyi ait olmadığı yere koymak demektir. Şirk ise ibadeti, itaati ve en yüce sevgi ve saygıyı, hak sahibi olan tek ilah yerine başkalarına yönlendirmek olduğu için en büyük zulüm kabul edilir.

Kur’an-ı Kerim Şirkin Çeşitlerini de tanımlar.

İslam âlimleri, Kur’an ve Sünnet ışığında şirki genellikle iki ana kategoriye ayırmıştır:

1. Şirk-i Ekber (Büyük Şirk)

Kişiyi İslam dininden çıkaran ve tevbe edilmeden ölünmesi durumunda bağışlanmayacağı bildirilen şirktir. Bu, en açık ve kesin ortak koşma biçimidir. Başlıca şekilleri şunlardır:

İbadette Şirk: Allah’tan başkasına dua etmek, kurban kesmek, secde etmek veya ibadet niyetiyle itaat etmektir. (Örn: Putlara, yıldızlara, kişilere tapınmak.)

İsim ve Sıfatlarda Şirk: Allah’ın yaratma, rızık verme, gaybı bilme, şifa verme gibi yalnızca kendisine ait olan sıfatlarını herhangi bir yaratılmışa vermektir.

Kanun Koymada Şirk (İtaatte Şirk): Allah’ın hükümlerini hiçe sayarak, O’nun izin vermediği konularda başkalarının kanunlarını veya nefsani arzuları mutlak hüküm kaynağı kabul etmektir.

2. Şirk-i Asgar (Küçük Şirk)

Büyük şirk derecesine ulaşmayan, ancak amelin sevabını yok eden ve büyük şirke kapı aralayan davranışlardır. Kur’an-ı Kerim ve hadislerde şirket sayılan bu durumların en belirgini riya (gösteriş)’tır.

Riya: Bir ibadeti veya iyiliği sırf Allah rızası için değil, insanların beğenisini kazanmak veya onlardan övgü almak amacıyla yapmaktır. Bu, ihlasın (samimiyetin) zıddıdır.

Uğursuzluğa/Uğura İnanmak: Bir takım nesnelere, sayılara veya olaylara kendiliğinden zarar veya fayda verme gücü atfetmek.

Şirkin Affedilmezliği

Kur’an-ı Kerim, şirkin ne kadar tehlikeli bir günah olduğunu, Allah’ın bu günahı bağışlamayacağını kesin bir dille ifade eder. Nisâ Sûresi’ndeki ayetler bu hükmün dayanağıdır:

“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını (şirki) bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa, büsbütün sapıtmıştır.” (Nisâ, 4/116)

Bu, tevbe etmeden şirk üzere ölen kimsenin durumu hakkındadır. Bir kimse yaşadığı süre içinde, en büyük şirkten dahi içtenlikle tevbe ederse, Allah’ın onu da affedebileceğine inanılır.

Sonuç

Kur’an-ı Kerim’e göre şirk, sadece bir tapınma biçimi sapması değil, aynı zamanda insanın varoluş amacından, ahlaktan ve adaletten sapmasıdır. Tevhid, insanın hayatının tüm alanlarını (ibadet, siyaset, ekonomi, ahlak) yalnızca Allah’a has kılmayı gerektirirken, şirk tam tersine gücü, sevgiyi ve itaati çeşitli varlıklar arasında paylaştırarak fıtratı bozar. Kur’an, sürekli olarak insanları bu büyük tehlikeye karşı uyarır ve onlara kurtuluşun tek yolunun ihlâslı tevhid olduğunu hatırlatır.

Kur’an-ı Kerim ve Sünnet, şirki tevhidin kabul etmediği bir inanç sapması olarak tanımlar. Allah’ın zatına, sıfatlarına, hükümlerine veya ibadetine herhangi bir şeyi ortak kabul etmek, ister büyük (şirk-i ekber) isterse küçük (şirk-i asgar/riya) olsun, İslam’ın ruhuna aykırıdır ve dünya hayatında amelleri boşa çıkarırken, ahiret hayatında tevbe edilmediği takdirde büyük bir azaba neden olur. Müslümanın temel görevi, tüm hayatını ihlâs (samimiyet) üzerine kurarak her türlü şirkten arınmaktır.

Daha Fazla

İktibas Çizgisi

İktibas Çizgisi Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir