GenelMektuplara Cevap

İslam tek başına yaşanılabilir mi?

SORU:  İslam tek başına yaşanılabilir mi? Bir arada olmak bir araya gelmek zorunluluk mudur? Kur’an’ın bir arada olma, dava arkadaşlığını sürdürme birlikte yapılması farz olan şeyler gibi hükümleri var mıdır? Ya da bir kişinin evinde fazlada kimseler ile bir ilişki kurmadan İslam’ın kendisine yüklediği ferdi ibadetleri yaparak sorumluluktan kurtulması mümkün müdür? Bu tarz amelleri onun cennete girmesine yeterli olur mu?

CEVAP: Baştan şunu kabul edelim ki, insan sosyal bir varlıktır. Bu nedenle ne insan tek başına yaşayabilir; ne de hayat tek kişiliktir. Bu nedenle İslam toplumsal hayatı düzenlemek için gönderilmiş bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimini hayata geçirmek için kendinden başlayan bir daveti toplumun en son ferdine varıncaya kadar götürmek İnanan her insanın görev ve sorumluluğudur. Bunu yaparken toplum karşısında ferdin uzun süre tutunup durması mümkün değildir. Bu nedenle her düşünce kendi topluluğunu / toplumunu oluşturması gerekmektedir. Aynı davaya gönül veren insanlar inançta bir oldukları gibi güçlerini birleştirerek ortak ideallerini hayata geçirmek için çalışmaları dini bir vecibedir. Bu yolun hiçbir yerinde keyfilik yoktur. Her konusu ilahi bir emirle kodlanmıştır. Ali İmran suresinde korkumuzdan idealimize ve eylemimize kadar şöyle açıklandığını görüyoruz:

“Ey iman edenler; Allah’tan nasıl korkmak lazımsa öylece korkun. Ve Müslüman olmaktan başka bir sıfatla can vermeyin.”“Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.

“İçinizden insanları hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte onlardır.” (Ali İmran 3/ 102-104) Böyle bir topluluğun bulunmasıyla da iş bitmiyor. Yeryüzünde fitneden eser kalmayıp din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın.  Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptıklarını görür” (Enfal 8/39) buyruluyor. Savaşmaktan bahsediliyor. Savaşmak için gerekenleri düşündüğümüz zaman bireysel bir gayretle yapılacak bir iş olmadığı anlaşılmaktadır. İslamın önerdiği münzevi bir hayat olmadığı gayet açıktır. İslam dünyaya yaratanın istediği gibi nizamaat vermek için gönderilmiş bir yaşam tarzıdır. Bunu gerçekleştirecek olanlar da bu dine iman eden kendilerini Müslim olarak tanımlayan insanlar yapacaktır. Bu nedenle, inanan insanın kendisinden başka milyarlarca insana ihtiyacı vardır. Bu yük, bir kişinin omuzlarında taşınamayacak kadar ağır bir yüktür. Bu nedenle buna omuz verecek çok insana ihtiyaç vardır. İnsanlara ulaşmaya, tanışmaya, konuşup anlaşmaya, onların kederlerine ve kıvançlarına ortak olmaya, dostluk bağlarımızı, kardeşlik duygularımızı sağlamlaştırmaya ihtiyacımız vardır.

Allah Teâlâ bizden beş şeyin korunmasını istiyor. Aklın, dinin, canın, malın ve neslin. Yalnız başına yaşayan insan bunlardan hangisini korumaya güç yetirebilecektir. Yapılması gerekenler konusundaki emirlerin hemen hepsi çoğul olarak kullanılmaktadır. Adaletle hükmedin, gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın, zâniye yüz değnek vurun, müfteriye seksen değnek vurun ve şahitliğini ebediyen kabul etmeyin, sizden olan emir sahiplerine itaat edin… ila ahir bu minval üzere devam etmektedir.

Sözün özü İslam hayat dinidir. Dünyaya toplum hayatını düzenlemek için gönderilmiştir. Müslümanların eliyle diliyle ve gayretleriyle bu iş gerçekleşecek ve bu şeref onlara ait olsun için insana sorumluluk verilmiştir. “  Hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için, ölümü ve hayatı yaratan Odur. O, üstündür, bağışlayandır.” (Mülk 67/2) Her Müslüman bunu başarmak için Allah’ın kendisine bahşetmiş olduğu istidadı dininin yücelmesi için kullanmıyorsa, bireysel anlamda münzevi bir yaşam ibadetle de geçirse kendisini kurtaramayacağına inanıyoruz. İslam da hayatta bir bütündür ve biz bu bütünden hesaba çekileceğiz.

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı