GenelYazarlardanYazılar

İtiraz ve Reddiye!

İnsan yaratılmışların içerisinde en mütekâmil, en güzel, en uyumlu en dirençli fıtri özelliklere sahiptir. Yeryüzündeki tüm eşyanın kullanımı, yönetimi, sevk ve idaresinin ona verilmesi bu özelliklerinin yeterli mükemmel oluşundandır.

İnsanın asli değeri, yaratılmasına, varoluşuna, yükleneceği misyona uygun dizayn edilmesinin bir karinesidir. Bilakis bu olgular yaratılıştaki ontolojinin uyumuna, emanet bilincinin, yükü yüklenebilecek normlara sahipliği ile orantılıdır.

Bu normların tercihi de reddi de serbest alanda değerlendirilir. Hiçbir şart ve şekilde zorlanmadan, zor kullanmadan tercihe sunulur. Sonuç hayır ve şer üretse de, zerre kadar hayrının da şerrinin de karşılığını alır(verilir).

İnsanın değerini; hiçbir maddi varlıkla, hiçbir güç olgusuyla, hiçbir ideolojik ve politik mülahaza ile hiçbir idrak sorunu ile nefsi azgınlık, haddi aşma, mesuliyet terki, karmaşık ve eziklikle aşağılara çekme hak ve haddine sahip kişi ve kurum olamaz.

Zira bu, insanların değerini yaratılışta belirleyen Allah’ın iradesine karşı bir itiraz ve isyan hareketidir.

Bu asli nedenselliğe bağlı olarak, hiçbir stratejik politik yönetsel köleleştirme emperyalist mülahaza ile öldürülmeleri, tüm değerlerine saldırarak hayatı zindana çevirmek, yaratılışa/ yaratıcıya isyanın en şiddetli olanıdır. Ve asla insan gibi bir varlığa layık görülemez / görülmemelidir.

Dünya sahnesinde gördüğümüz şeyler, insan denilen varlığın üzerinde oynanan oyunların istenmeyen sonucu olarak, açık gizli, korkular, benliğin (bencilliğin) yanıltmaları, tuhaf ve varlık nedeni ile uyuşmayan kararların, davranışların türetilmesine sebep olmaktadır. Algı ve idrak sorunlarının manipülatif etkilerinde kalan insan (insanlık) sürekli yanlışa itelenmektedir.

İnsanların asli değerlerini ucuzlatıp, temel haklarını kısıtlayanlar bu durumu; tüketim endüstrilerine ve sistemlerine, nesnel, itaatkâr yönetim sistemlerine, insanları, kullanılan nesnelere dönüştürülmeye vesile kılmaktadırlar.

İtiraz ve Reddiyemin ana ekseni, insanın/insanların varoluş nedenleri ve kök/ana değerlerine saldırı yaparak haksız hukuksuz hudutsuz saldırılardır.

Bu değer saldırısı sonucunda “Neslin de Ekinin de bozulduğu yakın gelecekte mülkün gerçek sahibi tarafından müdahaleyi şart kılabileceğindendir.

Şu küçük notu da ekleyeyim. Kurunun yanında yaşın da yanacağı tarihin her diliminde gözlemlenmiştir.

İnsanın en önemli asli / fıtri değeri Tevhittir.
Tevhit asli değerlerin kabulünün sonucu oluşan bilinçle hayatı ve insanı ifsat edenlere karşı bir”  İtirazdır.

Bu değerin insan ve toplum hayatına değer katması, haksızlığa zulme adaletsizliğe ve bilumum münkire direnişin ana eksenidir. Köleleşmeye, sömürülmeye, istismara ve temel haklarından mahrum bırakılmaya mahkûm edilmeye Reddiye ve İtirazdır.

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Kapalı