GenelYazarlardanYazılar

Eşref-i Mahlûkat Olarak Yaratılan İnsan

Sami Öz-İktibas Çizgisi Kasım Sayısı

Kur’an’ı Kerim’in İsra Suresi 70. Ayetinde insanların “Eşref-i Mahlûkat”, yani mahlûkatın en şereflisi oldukları bildiriliyor. Ayette geçen  “Onları yarattığımız varlıkların birçoğuna üstün kıldık” ifadesinden; söz konusu üstünlük ile ilgili Arapça metninde geçen “men” kelimesinin cansız varlıkları kapsamadığını aksine cin, melek gibi canlı ve şuurlu varlıklara vurgu yapıldığı çevirilerden anlıyoruz. Nitekim Bakara 30. Ayet’inde meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife (yönetici) tayin edeceğim,” açıklamasıyla da bu mana teyit edilmektedir.

Ayrıca; Allah kâinatta bulunan canlı-cansız bütün varlıkları belli bir gaye ve fıtrat üzerine yaratmıştır. Bu varlıklar fıtratlarına uygun hareket ederek, bozulmadan varlıklarını muhafaza ederler.

Yaratılmışlar içerisinde sadece insan; Allah’ın, “kendilerini her iki dünya saadetine kavuşturacak olan” kılavuzu Kur’an’ı, Resul’ler vasıtasıyla göndermiş olmasına rağmen mesaja kulak tıkayarak fıtratını koruyamamış olan tek varlıktır. Bu bozulma sayesinde, giderek bütün özelliğini yitirmiş “Eşref-i Mahlûkat” makamından “Esfel-i safilin” yani aşağıların en aşağısı mevkie kadar düşmüş ve kendine ihanet edebilen istisnai tek canlı varlık olmuşlardır.

Hicr 39-40-41-42-43 Ayetlerinde; İblîs’in, Allah’ın emrine itaat etmediği gibi, diriliş gününe kadar yaşaması için dilekte bulunarak bu süre içinde insanları yoldan çıkarmaya ahdetmesinin ve cezaya çarptırılmasının asıl sebebi, kendi küstahlığı ve isyanı idi.

Muhtemelen İblîs, kendi günahına yine kendisinin kulluktaki samimiyetsizliğinin sebep olduğunu da düşünerek, “imanında samimi olan Salih kullara” zarar veremeyeceğini de itiraf etmektedir.

Allah-u Teâlâ, insanlar hakkında dünya hayatını bir imtihan süreci kılmayı murat ettiği için İblîs’in dileğini kabul etmiş; kendisine ulaştıracak olan doğru yolun, şeytanın tuzaklarına kapılmayacak olan ihlâslı kulların tutacağı yol olduğunu Yüce Kitabında bizlere bildirmiştir. Bu yol üzerinde şeytanın hâkimiyet kuramayacağını, buna karşılık şeytana uyacakların buluşma yerinin cehennem olacağını bildirmek suretiyle dolaylı yoldan insanlara şeytana kapılmamaları, kendisine varılacak doğru yoldan şaşmamaları gerektiği uyarısında bulunmuştur.

Allah, diğer varlıklarda olduğu gibi; insandan da fıtratına uygun hareket etmesini istemiştir. Bunu gerçekleştiren insan ve toplumlar için, dünya hayatındaki başarı ve mutluluk kaçınılmazdır. Fakat Müslüman ve Mümin olan insan zaten aynı zamanda fıtratı bozulmamış olan insan demektir ve Kur’an da işte bu insanı inşa etmek için gönderilmiştir. Ancak; Asrı Saadetten sonraki toplumlar, birçok kaynaklarda da ifade edildiği gibi Kur’an’ın dışındaki diğer kaynaklara itibar ettikleri için Kur’an tefrikaya düşmeyin, bölünmeyin dedikçe onlar toplumu mezheplere, fırkalara bölmüş, parçalamış ve yüz milyonlarca Müslümanın katledilmesine sebep olmuşlardır. Hidayeti, salatı, infakı, ihsanı ve adaleti unutmuş sefalete sürüklenmişlerdir. Milyarı aşan nüfusuyla Müslüman kimliği taşıyan fakat aslında İslam’la hiç tanışmamış (istisnalar hariç) olan müşrik toplumlara dönüşmüş ve bu şekilde sadece dünya değil, ahiret saadetini de kaybetmişlerdir.

Oysa halkı Müslüman olmayan fakat fıtratını bozmamış olan ülke toplumlarına baktığımız da bu ülkelerin İslami referansları taşıyan dünyanın en mutlu, müreffeh, zengin ve başarılı ülkeleri arasında ön saflarda yer aldığını görmekteyiz.

Bu nedenlerle; her iki cihan saadetine talip olan Müslümanlar olarak bozulan fıtratımızı düzeltmek ve dinin tek kaynağı olan Kur’an’ı esas alarak Allah’ın dini İslam’ı İnsanlar üzerinde yeniden inşa ederek Dünya’da barış ve huzuru hâkim kılmak için, vahyi kaynağından okumak ve sadece O’na iman etmek gerekmektedir. Bunun dışındaki kaynaklar sadece bilgilerimizi pekiştirmek edinmek amacıyla okunmalı ve değerlendirilmelidir.

Ahirete nispetle göz açıp kapayıncaya kadar kısa sürecek olan dünya yaşamında, karşımıza çıkan iyilik ve kötülüklerin ebedi yaşam yeri olan ahiret için birer imtihan vesilesi olduğu bilincinden hareketle, dünyanın süslü yaşamından sakınıp her saniyenin kıymetini idrak ederek sınav hazırlığı ve sorumluluğu içerisinde bütün Müslümanlara Rabb’imden Kur’an’a bağlı, Kur’an’la dolu örnek bir yaşam diliyorum.

Daha Fazla

İktibas Çizgisi

İktibas Çizgisi Yönetici

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir