İnsanlık tarihi, Sanayi Devrimi ile başka bir hal aldı. Kazanma arzusu, insanlığı büyük felakete sürüklüyor. Küçük bir kesimin kazancı uğruna savaşlar, açlıklar, felaketler ve katliamlar hiç çekinmeden yapılıyor. Modern Batı’daki siyasi iktidar, insanlığı felakete sürüklemeye devam ediyor. Prof. Dr. Teoman Duralı, Yahudi-İngiliz ittifakı ile başlayan emperyalizmi ve günümüzdeki yansımalarını anlattı.
Türkiye’nin yaşayan en büyük felsefecisi olan Prof. Dr. Teoman Duralı, dünyadaki siyasal sistemi ve sömürünün bugün nasıl devam ettiğini Takvim Gazetesi’nden Ali Değermenci’ye değerlendirdi…
BUGÜN DÜNYADA DOĞU-BATI ÇATIŞMASI MI VAR?
Doğu-Batı son derece soğuk ve lümpen bir laf. Neresi Doğu, neresi Batı? Bu coğrafi bir tanımlamadır. Yaşanmakta olan bir “din çatışması” da değildir. Çekişenler bugün din değil. Dinlerin arkasına saklanmış bir medeniyet tasarısı var. İçinde yaşadığımız medeniyet Çağdaş İngiliz Yahudi Medeniyeti‘dir. Bugün dünyada çatışma İngiliz- Yahudi ile diğer medeniyetler arasında yaşanmaktadır. “Postmodern” lafı yanıltıcıdır. Bu medeniyet bitmemiştir, bugün devam etmektedir.
İNGİLİZ- YAHUDİ MEDENİYETİ’NİN AMACI VE FELSEFESİ NEDİR?
Bu bir ideolojidir, sermayeciliktir. Mimarı Adam Smith’tir. İngilizlik, kendini dünyaya yaymaktadır. Yahudilerle 1600’lerde ittifak kuruldu. O ittifakın ilk yavrusu Amerika Birleşik Devletleri‘dir. Daha sonra bütün İngiliz ülkelerini, Kanada, Yeni Zelanda ve Avusturalya’yı bu çatı altında toplayabiliriz. Sermayecilik bireyci, maddeci ve maddiyatçıdır. Maddecilik, varoluşun maddeden olduğunu ileri süren felsefi görüştür. Oysa maddiyatçılık, hayatta her şeyi çıkar ilişkisine dayamaktadır.
İTTİFAK NASIL KURULDU?
1300’lerden itibaren İngilizler çok önemli ölçüde kendilerini zanaata verdiler. Ama üstün seviyeye getirecek mali kaynaklardan yoksundular. Sermayeyi onlara 1496’da Portekiz’den kovulan Yahudiler sağladılar. İngiltere’ye daha önce giden Tapınakçılar, zanaatkarcılığı üst seviyeye çıkardılar. Bu etkinliğe, Yahudiler beraberlerinde getirdikleri mali kaynakla destek verdiler. İngiliz- Yahudi İttifakı kuruldu. O etkinliği besleyecek kaynak İngiltere dışındaki sömürgelerden gelir. Sömürgecilik o şekilde başladı. Hammaddeyi sömürgeden getirdiler anavatanda işleyip sattılar.
Bu sistemin mali kısmını sağlıyorlar, onların işi maliyecilik. Zaten ideolojinin adı da odur; Mali sermayecilik, Finans Kapitalizmi… Bankalar, sermaye kuruluşları hep Yahudi olmuştur. Dünyadaki bankaların yüzde 80-90’ı Yahudi’dir. Kredi derecelendirme kuruluşları Yahudi’dir.
İTTİFAK’IN AMACI NEDİR?
Dünya çapında emperyalizme küreselleşmecilik diyoruz. Bugün bütün dünyaya istisnasız kültür kabulünün benimsetmesini bu yolla getirdiler. Bunu yumuşak yoldan kabul etmiyorsanız okullarla, propaganda ile olmuyorsa topa tutarak yaptılar. İngilizlerin 19’uncu yy’daki yöntemi top bindirilmiş tekneleri sömürülecek ülkelere göndermekti. Afrika, Asya ve Amerika’daki büyük ırmaklardan sömürgeye karşı çıkan ülkeleri topa tutular. Bu birlikteliğin nihai amacı; kazanmak, kazanmak, kazanmak… Kârdan gayrı amaçları yoktur.
SÖMÜRGECİLİK DEĞİŞİME UĞRADI MI?
20. yy’da bu değişti, silahın yanında ideolojik öğretisel baskı rejimi gelmiştir. İndoktrinasyon (yönetimde standart uygulama)… Bunun da başında demokrasi gelir. Kendine döndürmeye çalıştığı her topluma, demokrasiyi benimsetmeye çalıştılar. Bunun arkasında duran gizli İngiliz Yahudi Emperyalizmi’dir. Demokrasinin karşıtı zulüm değildir. Zulüm, adaletin zıttıdır. En üstünde tuttuğumuz devlet adil, hukuk devlettir. Demokrasi hukuk devletini getiriyor diye bir şey değildir. Yığınla demokrasi ülkesi vardır, hukuk orada üstün değildir. Bunun başında Amerika Birleşik Devletleri gelmektedir.
EMPERYALİZMİN ARKA PLANINDA DİN Mİ VARDIR?
Emperyalizmin arka planında din yoktur. Bugün bizim en büyük hatamız da budur. Sermayeci, kapitalist, emperyalist sistem Hıristiyanlığı başat kılmaya çalışıyor görüşü sakattır. Her şeyi olduğu gibi Hıristiyanlığı da bu işlerine alet etmektedir. Sömürgeleştirmeyi amaçladığı diyara kendi Hıristiyanlık anlayışını sokmaktadır. İngiliz’in Amerika’ya götürdüğü mezhep Angilikanlık’tır. Hıristiyanlık, Katoliklik evrenseldir, bütün insanları kapsamak için vardır. İngilizler bu evrensel dini millileştirmişlerdir. Önlerindeki örnek Yahudiler’dir.
BUGÜN KÜRESEL EMPERYALİZM HANGİ YÖNTEMLERLE DEVAM EDİYOR?
Bugünkü medeniyetin taleplerini karşılıyorsanız yaşamaya hak kazanıyorsunuz. Karşı çıkarsanız toplum ya da birey fark etmez katliniz vaciptir. Önce sizi iktisatça mali bakımdan alt etmeye çalışırlar. Olmazsa bedenen götürürler. Bunun örneğini Afganistan’da gördük. Afganistan ısrarla çağdaşlaşmayı reddetmiştir. Zavallı Afganistan 40 yıldır katliama uğruyor. Benzeri daha az çapta Suriye ve Irak’a uygulanmaktadır. Irak gözlerinde büyük bir çöptür.
Hayır, katiyen yok böyle bir hesaplaşma. Onlar ayrı bir medeniyet tasarısı ile çıkmıyorlar ki, İngiliz Yahudi Medeniyeti’nin değerleri ile kendini gösteriyor. Çin’in bir duruşu, milli üreti var. Ama kültür olarak Çin Medeniyeti’ne değil İngiliz Yahudi Medeniyeti’ne dayalı. Dikkat ederseniz ABD veya Avrupa ülkeleri Çin’e öyle şiddetli karşı durmuyorlar. Köşe kapmaca yarışındalar. Rusya da öyle… Rusya’da bu medeniyete karşı çıkan çok küçük bir azınlık var.
FİLİSTİNLİLER SÜRÜLECEK
İngiliz-Yahudi Emperyalizmi’nin 3 ana üssü var. İngiltere, ABD ve İsrail. Bütün çabaları, İsrail’in mümkün mertebe her türlü tehlikeden mahsur tutmak. Bugün İsrail Devleti topraklarında yer alan Filistinliler’i top-yekün sürecekler. Bunun için Irak’ta Saddam’ı devirdiler, Suriye’de Esad’ı götürmeye kalkıştılar, Mısır’da Müslüman Kardeşler’in iktidarını sonlandırdılar. Gözümüzden kaçan bir başka nokta da, Suudi Arabistan ile Mısır Akabe Körfezi kıyısında 3 dev şehir inşaa ediyorlar. Bir gün ben olmam ortalıklarda o dev şehirlerde İsrail’deki Filistinliler için inşa ediliyor orada yaşayacaklar. O şehirler müreffeh olacaklar, biz bu adamları doyurursak sorunu çözeriz diye düşünüyorlar.
HRİSTİYAN MÜSLÜMAN İTTİFAKI
Böyle bir ilişki söz konusudur. Kuramazsınız. Kurdurtmazlar. Aldatmacalar oldu. Fetullah Gülen buna yöneldi ama o bir aldatmaca idi. Bu aldatmacayı Katolikler de anladılar sonra. Hatta bizden önce anladılar. FETÖ’yü İngiliz-Yahudi Emperyalizmi’nin başoyuncularından ABD’nin bir oyunu olduğunu gördüler. Dünya çapında öyle korkunç bir baskı rejimi kurulmuştur ki, hiç bir Hıristiyan (Katolik) bugün bu dediğimize tevessül edemez. Hamam böceği gibi ezerler. Bugün Türkiye’nin başına ne geliyorsa hafif tertip buna karşı kıpırdanmasından ileri geliyor. Düşünün böylesi bir ciddi hareketi başlattığınız zaman
SÖMÜRGECİLİK EĞİTİMLE BAŞLADI
Üretilenleri satmak kolay iş değil. Arkasında bir kültür var. İhtiyacı üretecek kültür arka planını yaratmanız lazım. İktisadi emperyalizmi başlamadan eğitim öğretim emperyalizmi söz konusudur. Bunun en güzel örneği Amerika’nın 1830’larda Anadolu’nun ücra köşelerinde açtığı kolejlerdir. Babasının hayrına yapmadı bunları. Buraya İngiliz- Yahudi kültürünü boca edecek ki burada üretilen mallara ihtiyaç duyulsun. Kültürünüzde hamburger, Coca- Cola yoksa buna alıştırılmanız gerekir. Sadece yiyecek içecek değil onun arkasındaki bütün kültür dünyası da gerekir. Eğitim ile geldiler ama basın yayın-propaganda ile devam ettiler. Emperyalizm sömürgeleştirilmiş ülkelerin değişime uğratılması hareketidir.
KÜLTÜR DİL İLE BAŞLAR
Aklın en önemli göstergesi tutarlılıktır. Aklın birinci derecedeki yapısı felsefedir. Felsefe tutarlılığa dayanır. Bizde tutarlılık diye bir şey yok. Bir taraftan bu çağdaş medeniyete karşı bir bilinç oluşuyor. Bir yandan o medeniyetin bütün değer silsilelerini uyguluyorlar. Dilim, çenem düşecek diye yüksek öğrenim hayatını İngilizceleştirmek çok yanlıştır. Düşünme dil ile olur. Ben İngilizce düşünürsem bu kültüre bu millete hiç bir şey getiremem. İnancım ne olursa olsun ancak oraya hizmet ederim. Bugün İngilizce yazan çizen Müslüman varsa temelde İngiliz Yahudi anlayışı üzerinden eser vermektedir. Bakın günümüzün önde gelen Müslüman filozoflarına bunların hepsi döner dolaşır konuştuğumuz medeniyete gelir. Onun değer yargıları ile iş görür. Son Osmanlı düşünürlerine baktığında da İslam’a yekten karşı bile olsa İslamca konuşuyor. Çünkü arkasında İslam Medeniyeti var.
ACİL PLAN
Eğitimdir. Öncelikle eğitimdir. Erbakan bu ikisi arasında bocaladı. Önce öğretim mi siyasi iktidar mı? Önce öğretime ağırlık verelim derseniz bunu size yaptırmazlar diyordu Erbakan. Haklıydı. “Siyasi iktidarı sağlayalım ondan sonra eğitime ağırlık veririz” dediler. Bunu 90’lardaki karma hükümette gerçekleştirmeye çalışmıştır. Ve görüldüğü gibi pat diye indirdiler aşağıya. Erbakan’ın başarısız kalmasında en önemli etken yetişmiş kadroları yok. Bugün 16 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin kadro eksikliği müthiş bir engeldir. Sallanıyorsa bu iktidar seçkin adamlarının olmamasındandır. Abdülhamit döneminden bu yana Abdülhamit’in eğitim- öğretim düzeni sürdürülseydi seçkin kadrolar yetişmiş olurdu. Bugün değme adamlar çok çıkardı.
FETÖ-ABD PROJESİ
Fetullah’a takılmış ABD’ye götürülen insanların önemli bir kısmı beyni yıkanmış adamlardı. FETÖ tehlikesini bertaraf etmek istiyorsan yeni gençleri gönderme Amerika’ya. Yarın FETÖ’nün yerine METÖ çıkar. Amerika’ya gidip gelen gençler sanki Amerika adına konuşuyormuş gibi hissediyorsunuz. Bunu eğitim ile yapıyorlar. Amerika’ya giden gençler ya Amerikancı oluyor ya da onun bütün değerlerini devam ettiriyor. Bunların başında dil gelir. Oraya giden ve Türkiye’ye gelen gençler İngilizceyi buraya yerleştirme çabasında oluyorlar. Kültür zaten dille başlıyor.
MASONLUK OSMANLI’YI ÇÖKERTTİ
OSMANLI’YI kuvvet yolu ile alt edemeyince “fitne yolunu” denediler. Abdülhamit döneminde oluşturulan Mason teşkilatıdır. Masonluk her tarafa fitne sokmuş, siyasi bir vecheye dönmüştü. Jön Türkler, İttihat terakki ile Osmanlı yıkılmıştır. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı’yı yıkmak için çıkartılmıştır. Çünkü Osmanlı demek İslam Medeniyeti demekti. İngiliz Yahudi Emperyalizmi’ni bir denize benzetirsek Osmanlı ortasında bir adaydı. İnsanların son ümidi Osmanlı’ydı.
Felsefe alanında yaptığı çalışmalarla tanınan ünlü bilim adamı olan Prof. Dr. Teoman Duralı, 1992-1993 yıllarında Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde, 1994’te ise Viyana Üniversitesi’,nde öğretim üyeliği yaptı. Türkçe ile İngilizce çok sayıda ödüllü bilimsel makale ve kitapları yayımlandı.