GenelMektuplara Cevap

Ramazan orucunu kasten bozan kimsenin cezası nedir?

Ramazan orucunu kasten bozan kimsenin cezası nedir? Gününe gün kaza mı? Yoksa altmış gün ceza mı?

Cevap: Orucu kasten bozmanın da Kur’an’da veril­miş bir cezası yoktur. Bu konuda da kıyasla böyle bir sonuca varıldığı kanaatindeyiz. Orucunu bozarak Resulullah’a gelen bir adama Peygamberimiz’in şöyle buyurduğu Ebu Hureyre tarafından rivayet edilmiştir. Oruçlu iken hanımına yaklaştığı için “ben mahvoldum ben mahvoldum” diyerek Resulullah’a gelir. Peygamberimiz de O’na “Bir köle azad et” buyurur. Adam yapamam deyince, “O halde altmış gün oruç tut”. Adam “Zaten oruç dolayısıyla bu iş başıma geldi tutamam” deyince, “Öyleyse altmış fakiri doyur” buyurur. Adam yine itiraz eder. “Bu insanlar da bilir ki benden daha fakiri yok”. Peygamberimiz sükut eder. Sonra bir sepet hurma gelir. Peygamberimiz sepeti eline alarak az önceki adam nerede diye sorar, adam huzura gelir. Peygamberimiz “Al bu hurmayı götür fakirlere dağıt” der. Adam “Ya Resulullah benden fakirini bilmiyorum ki” deyin­ce Peygamberimiz dişleri gözükünceye kadar tebes­süm eder ve “Götür bunu ailenle birlikte ye” der.

Görülen o ki oruç bozmanın cezası üste bir sepet de hurma almak! Bu olayı hadis ciddiyetiyle bağdaşır bulmak mümkün değildir. Böyle bir sözü Peygambere isnat etmekten Allah’a sığınırız. Ancak oruç ve namaz gibi Allah ile kul arasında kalıp üçüncü şahısları ilgilen­dirmeyen ibadetlerde Allah dünyevi bir ceza koymamıştır. Bu ibadetler sevabı ve dolayısıyla Allah rızası için yapılır. Yapan ecrini Allah’tan alır yapmayan da mahrum olur artı ahirette hesabı sorulur. İşte bundan daha âlâ ceza mı olur?

Alimlerin konuya yaklaşımı hep kıyas yoluyla olmuştur. Namazı emredilenlerin birincisi, adam öldür­meyi de yasakların birincisi olarak almışlar ve adam öldürmenin cezasını namazı terk edene kıyas etmişler­dir. Yine orucu bozmayı büyük günahlardan sayarak hata ile adam öldürmeye benzetmişler, tevbesinin kabulü için altmış gün oruç tutma cezasını uygun görmüşlerdir.

Yukarıda belirttiğimiz gibi ibadetlerde olay Allah’la kul arasında cereyan eden bir olay iken kıyas yapılanlarda ise kul hakkı, kamu hakkı ve Allah hakkı devreye girdiğinden aynı şeyler değildir. Aralarında illet benzerliği kurmak ise çok uzaktır. Bu nedenle diyoruz ki kıyas yapılmaz. Bunları yapan Allah’tan sevabını alır yapmayan ise mahrum kalır.

“(Ey Muhammed!) Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, dosdoğru bir yoldasın. Doğrusu bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.”(43/43-44)

Daha Fazla

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir